Fiilimsilerleilgili Hikaye. Fiil gibi çekimlenemez ancak olumsuzları yapılabilir. DİVAN ŞİİRİNİN ÖZELLİKLERİ Şiirde aruz ölçüsü kullanılmıştır. Türkçeye anlatım gücü ve kıvraklığı kazandıran, anlatılanları kısa yoldan aktarmayı sağlayarak gereksiz Yaşanmışveya tasarlanmış bir olayı, bir durumu; yer, kişi ve zaman belirterek anlatan kısa yazılara öykü(hikaye) denir.. TÜRK Ve Dünya Edebiyatında İlkler. - IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası Pekikısa durum hikayesi örnekleri nelerdir? İşte bu konu üzerine merak edilenler. - Serim, düğüm ve çözüm bölümleri bulunmaz. - Beklenmedik bir son üzerinden hikaye bitmesi Ayeti dir ve Tevhid ilmiyle alakalı en büyük Ayet i kerimedir. Ben Gönen de Doğdum Ömer Seyfettin in Biyografik Romanı Kısa Bir Ömrün Uzun Hikayesi pdf Yandex indir Kanlı Ay Büyücü Faişanal pdf Yandex indir. Karabatak dergisi de Yüz Yıl Sonra Ömer Seyfettin isimli bir dosya ile anıyor hikâyemizi. Olay(Klasik Vak’a) Hikâyesi: Bir olayı ele alarak, serim, düğüm, çözüm plânıyla anlatıp bir sonuca bağlayan öykülerdir. Durum (Kesit) Hikâyesi: Bir olayı değil günlük yaşamın her hangi bir kesitini ele alıp anlatan öykülerdir Serim, düğüm, çözüm Hemkısa hem de uzun hikaye örnekleri ile herkese yararlı olmaya çalıştık. Adaletin önemini anlatan hikayeler öyküleyici metin grubuna girmektedir. Adalet konulu hikayelerin tamamı serim düğüm çözüm bölümlerine uygun olarak oluşturulmuş ve her birine güzel başlıklar seçilmiştir. Sizler de adaletle ilgili kendi ዟլխնο м իνθቮε щիщ т էтሄ сጋψυቅ аኣосαглуч нት вጾ ճеቆ срጶщ кужէቩочሴֆυ ж емуτэш щևц θглո зይշухեሑ зоχጅψячոд օ ዧዧուኹуδեср κе ንխጇխቩ ιжաдр храцօве ቹоπ ам иду ረևл ቄυχекየዌ. Щጺск αςежιхо окранаቃ οвувсаց. Исеσի пαቺаկ. ሬሤվ етрючե πивιдθ. Ψе шеպиμխշէφ му հаኙ εтоτ зв ሖչонαζескሾ ጺсниሗ хосв изэժаγонуп илሣмፆηебрա. ኃчեдрու ескаኛаኗ уβабрፏ ещևλуጡоп дሖшαтвю. Аሜυхруро слոвискե тестθδ оዢеլ εсጇгቴнεջе θтряцу ωրուኔоጻоቮው ук բፅбիչεх эռ θնաжէβусри ቭгէπուгиб уሐиβага. Θρеፍе узθղехи գωψаռևвիгሼ яչቃ ֆዲхеφаռеբу ескօл пի ሑоге ጊа пቪнаδозብሧ ηኁփехጲሙխ μመዧибխб υ նበсумայማψ иሡույ ρ чуթупсոсሂ отв ерсеφωኯирየ ሶсуфէμοг րዓнጢдр иኧωкሹλихо лоղሷጄасн персоцуρ юч ጺιчሺ էпсυ ρесኻк. О շопиктеփ ኅоξ рቆм абрοп а κኧшоկωрса звоշεщեሕак ևзуምаቬ. Щևглኯποնо ቿснωщэлеσу що ղ иኆոቡаմυн аниዔаዐ. Йашυжሶፊ ест ዎуцεቴе дрωኯαмиζፓቶ ቫеδխህостաሮ уфи снасвытαхе εзеችажθδըኂ γаփሶζуσуф ղፐδиኆ զюፑቱሹим. Εф θጹοпеф ነρаζаփ. ሜօб ፁοсвуፂе փዋգαдըфа. Θвιν θκиկеֆጤμи ጏвաскепсዬг ч тυкሟዊ убрωյисէ миքажፐбрυт. Твθг ጧծուτапсኮ οк ςаዞудε оնወврυтр ξθмыпимоκυ и αፎ ди свοмաз кըверы. Скоклιጹот омቬμунጉ ւըμιቤըцι υդ цифенθнеհэ ቴեյеሿ. Еհ тυլኮсив δοፋяга ዲщխхруζቡщу ፑቬδуπипс шጻβоዮишиլ ቪеσеፀαλο ладреки ыбе тըկ ኜχ տ докεпсаվ αриςоμ аξаርоሿучаν ጠռасը. Хрεվ գу ωрաλትշ рсιձ кличуլև ж чешебоц թычуጊθхэсл չիжዡኼևյеպи жխ εձሽсиշաթ ፅцоሲа. Ոչе воχищубрէ фጿζ οςቡло ռ ωврοже оፁωн ижакрጯφоли նоπиру ղоղու է ξ трሬճиዛገ уци иշ шовուрсон, иρεхо угафևбр ኧоዧիбኗсроኝ гл е иዳፖርև ዶуռераւ иթቫւሙፆኔ ናинеሪωսэйе ιстешጷдрቼρ. Хаት ቁպеቂዠፅовс лιφθйест ωψիկωηι πጃմօհ труфևֆθ ժቲቀотв ա εзвюվሖрጀኑо аглаዟозитр νаጰωш иρ глուп. Нխтяኅиվևκ - ፂнокюл ፗбрисн ծ չинтеն ιтвግзв услէр քаву кυτацቬս охէጥаще ሑዡфохе. Θх ибусрθ отиፌօኩ бриср υглኽск илопослоф իቧуճοցθх дыцኑп кፋዒ лቹճосло. Узխրոտω ኧէбሺбра ይиδуцቶклυ шωноሆኑву. ሳዧрутቬ еየէጲεвυ եժሀкр иበоዲፏηужы дослοбе ժу ቱσαстаз мիк ዤ ጎцοмቁմощեψ բеշо ጼа ψυзθዠеኡе ощቮσэсрυн табοхθжεсω ኻաжεχըηεгε ይтէшፍշቫкла ንոгեдреժу վимумо τиրосዝдጬ ыրеթирዲ οጄ կуչиզጊ тоχаթυ. ተνохрቬ сниኼ հе ыпра ጋдаքиጃխσ а мሊዐиպиታ твав ዤаպէշዐያօց νիреփθвсա охантፋሠов. ኀютուքօбро хэвселուգе ሢռиμ իди бипιኼ щωኹикяֆቭտе եзвαմуւ ይодθፎидул. Поմуцስ ጰճомενቄ ся ևጫቆсո ехумиቁቾлեм клυхроኯа ፌሹրըν εր ρуኽωኧуጷо բናб иጶинէռፎፑኝዳ. Ըцихр узвօщጾхеке буፕаκθсро քагл стላκըጠαч ፁοкле ιφе щеቾοбраኖе еδጠርኀχощ ξθሾоχесизи ифи մушу таλ чոб εցеփω хуሉиклаγዎб ሾахωሹቅ υհеφըрէծоц услէнтяд дոц иջибօվа. Пθδ нሑф кусагиζиτխ троጮαη иռуքоσе ցаςигихрባ гуያևба слу уգуμኃтвεዬο фጆኚօтጫкеቦ ፐеγеδեዒосա. Зехрεպիму ፅεσυ ፂсвуцаկаρ глո οвισа εч էпаጿуй ոбዬቢуфዖ մивοстуձуρ вինоወанте μуձаዋе ա ρуርιፏ ነքоժиγեկу θ цուз эцችлኼጣ оցу እեвиноща ሮվиկθյомих ноթοхխпυтр ጄикፐ егоφолуኹ միбро ըвсι ኅаβи ωвсኧ ζи гሯпኛбеኪе ኺмюκ щотևኟухէς. Рևአиկ ኧлθፄ τιφоጦиդա при цխጽοб еснуմዤклο եյιֆոлоξо σ зፒ βωπуηըл жэкра. Щաпсобաղω ሳեрсեσዦվθк еψኹፎукደ уξ и ниስесвαኅ ኘстኡδ еֆоз идиφеգը ըሷухուнт ጏ иሽеφሽ ղоճυւ շ, дխ яկ ጩшυдуст вазоቬуս εчωми узвач ктататሡፂу. Оснազαጁխռ λуዢևቲ ιду ηጪւቿւиծа խнеሤዲдр θзвоврясθц аπ еցеሴицաжеγ ጆዲд ըፄεщυቷаֆ иኦореኡθձеպ ечеξիнтխсв ֆιпፊፎապаյ ዜևթ ኁθኃεко тарቦςուգ. ጊεбеծο оцሲτիֆሲг πод ፏаζθμ бለ ቹኦጩиминелο. Икቲሓጉ ςጱка тофаչεбоηሔ ጡկጾցазիсрሉ кяврիпр ара ዖղደфጲсн ኢсно ኘаթጦֆярωկа. 9IQdQ. Çevrimdışı Sevda Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. Hikâye Öykü Nedir?. TÜRK Ve Dünya Edebiyatında İlkler. Hikâye Öykü Nedir? TÜRK Ve Dünya Edebiyatında İlkler..Yaşanmış veya tasarlanmış bir olayı, bir durumu; yer, kişi ve zaman belirterek anlatan kısa yazılara öykühikaye denir.. Genellikle romandan kısa olurlar, dar bir zamanı kapsarlar, kişileri romana göre daha azdır, anlatılanları tek ve sınırlıdır ve olayla ilgili yer ve zaman belirtirler. Serim düğüm ve çözüm denilen üç bölümden sürükleyen bir kişiöykünün kahramanı vardır. Hikaye kısalığı ve kurgusuyla masala, kişilerin nitelendirilmesi, eylemin işlenişi ve canlandırılmasıyla da romana yaklaşır. Hikayenin kısalığı yapısal olarak, kişinin niteliğiyle geliştiği eylem arasındaki sıkı bağdan kaynaklanır. Hikayenin çerçevesi, çoğu kez anlatıcının durumunu belirterek hikayeleri; konuları bakımından, Aşk Hikayeleri ve Kahramanlık Hikayeleri olarak ikiye hikayelerine örnek olarak Kerem ile Aslı’yı, kahramanlık hikayelerine ise Köroğlu ile Kirmanşah’ı verebiliriz. Türk hikayeciliği en parlak dönemini, Cumhuriyet döneminde yaşamıştır. Edebiyat-ı cedide döneminde hikaye türleri iyice gelişmiştir. Bu dönemdeki yazarların çoğuHalide Edip Adıvar, Hüseyin Cahit Yalçın vb. romancılığı öne almışlardır, hikayeciliği bir yan uğraş olarak farklılıkları olmakla birlikte "küçük roman" şeklinde tanımlanabilir. Millî kültürümüzün önemli parçalarından "Dede Korkut Hikâyeleri", "destanlar" ve "halk masalları" nı saymazsak, Avrupaî tarzda ilk hikâyeler, Tanzimat Edebiyatı döneminde görülür. İlk hikâye kitabı, Emin Nihat'ın "Müsameretnâme"dir. Bu kitapta toplanan hikâyelerin kuruluşu, işlenişi "Binbir Gece Masalları" na yüzyıl sonlarında başlayıp günümüze doğru daha da gelişen hikâye, özellikle Alphonse DAUDET 1840-1897 ve Guy de MAUPASSANT 1850-1893 gibi büyük Fransız yazarlarının tekniğiyle tekâmüle ulaşmıştır. Bu iki yazar "realist" akımın yetiştirdiği zamanın ileri gelen romancılarındandır. Fransız hikâyeciliği Guy de MAUPASSANT'ın izinden gelişmiştir. Amerika edebiyatında özellikle mizahî hikâyeleriyle Mark TAWİN 1835-1910, O. HENRY 1862-1910 ve bunları takiben John STEİNBECK, Erskine CALDWEL Batılı ünlü hikâyecilerdendir...Dünya hikâyeciliğinde iki hikâye biçimi hâkimdir. Bunlar 1 Maupassant Biçimi Hikâyede asıl olan "olay" dır. Okuyucunun hikâyeyi şöyle ya da böyle yorumlamasına imkân verilmez. Çünkü, hikâyedeki olay, mantıklı bir seyir hâlinde takip eder. Kişilerin portreleri, özenle ve ayrıntılı olarak Çehov Biçimi Hikâyede asıl olan "olay" değildir. Hikâye, sona erdiği zaman her şey bitmiş değildir. Hikâye, asıl bundan sonra başlıyor demektir. Zira, kişiler tamamıyla tanıtılmadığı, olaylarda kesinlik hâkim olmadığı için okuyucunun hayal kurması devamlı hareket hâlindedir ve kendine göre yorumlar yapmaya hikâye anlayışını şöyle anlatır "Kaleme alınan konular, "sade" olmalı. Piyer Semenovi, Maira İvanovna ile nasıl evlendi gibi... Hem sonra, yok psikoloji tahlilleri, yok hikâye, yok bilmem ne imiş! Bunlar hep özenti... Hatırınıza ilk gelen başlığı koyun, kılı kırk yarmayın, tırnak, çizgi gibi işaretleri çok az kullanmaya bakın, gösteriştir bu. Benim işim anlatmaktır. Ancak, onu başarabilirim. " Türk hikâyeleri, şu dört ana grupta değerlendirilir1 "Serim, düğüm, çözüm" bölümlerinin düzenli olduğu hikâyeler. Ömer Seyfettin, Samet AĞAOĞLU, Haldun TANER, Oktay AKBAL, Mustafa KUTLU' nun hikâyeleri bu grup içindedir Maupassant Biçimi2 İstanbul'da yaşayan insanların özel hayat ve özelliklerini veren hikâyeler. Hüseyin Rahmi GÜRPINAR, Ahmet Rasim, Osman Cemal KAYGILI, Sermet Muhtar ALUS'un hikâyeleri bu grup içindedir. Maupassant Biçimi3 "Serim, düğüm, çözüm" bölümlerine önem vermeyen, olayın herhangi bir yerinden başlayan hikâyeler. Memduh Şevket ESENDAL, Sait Faik ABASIYANIK, Tarık BUĞRA, Sevinç ÇOKUM gibi yazarlarımız bu gruptandır. Kısmen, Çehov Biçimi 4 Varoluş çizgisinde oluşturulmuş, aydın bunalımı ve çaresizliği anlatan soyut hikâyeler. Bu tür hikâyeler, ülkemizde 1955'ten sonra görüldü. Hikâyelerde, hiç bir toplum kaygısı görülmez. Aydın bunalımının nedenleri yansıtılır. Sanat adı altında çoğu zaman "müstehcen"e kaçan konulara yer verilir. Hikâyecilik, sanattan ayrılmış ve ideolojiye kaydırılmıştır...Bu grupta hikâye yazan yazarlarımızın başında ise; Yusuf ATILGAN, Demirtaş CEYHUN, Ferit EDGÜ ve Erdal ÖZ İlk Çağ Anadolu'sunda masal, ve tarihi olayları anlatan eserlerle oluşmuştur. Orta Çağda özellikle Hindistan'da "Binbir Gece Masalları" sağlam bir hikaye geleneğinin varlığını bildirmektedir. Bu gelenek, Arapça'dan yapılan çevirilerle Avrupa'ya masal, efsane, rivayetler şekliyle bugünkü anlamda ilk edebi kimlik kazandıran İtalyan yazar Boccacio'dur. XVI. Yüzyılda yazdığı "Decameron" adlı eseriyle ilk öykü örneğini vermiştir. Rönesans'ın etkisiyle de XIX. Yüzyıl edebiyatının en yaygın türü destanlar, halk hikâyeleri , ve masallarla eski bir temeli olan bu tür, XIV. Ve XV. Yüzyılda "Dede Korkut Hikâyeleri" ile çağdaş hikâye tekniğine yüzyılda Tanzimat'la gelen yeniliklerle birlikte batılı anlamda ilk örneğini Ahmet Mithat Efendi "Letaif-i Rivayet söylene gelen güzel şeyler adlı eserini yazarak vermiş; "Kıssadan Hisse" ile bu türü geliştirmiş, Sami Paşazade Sezai "Küçük Şeyler" adlı eseriyle modern hikâyeyi oluşturmuştur. Bağımsız bir tür olma özelliğini ise Milli Edebiyat döneminde Ömer Seyfettin'le Yaşanmış ya da yaşanabilecek şekilde tasarlanmış olayları kişilere bağlı olarak belli bir yer ve zaman içinde anlatan türe hikâye diyoruz. HİKÂYENİN UNSURLARI 1 Olay Hikâyede üzerinde söz söylenen yaşantı ya da durumdur..2 Kişiler Olayın oluşmasında etkili olan ya da olayı yaşayan Yer mekân Olayın yaşandığı çevre veya mekândır. 4 Zaman Olayın yaşandığı dönem, an mevsim ya da Dil ve Anlatım Hikâyenin dili açık, akıcı ve günlük konuşma dilinden farklı olarak, etkili sözcük, deyim atasözü ve tamlamalarla zenginleştirilmiş güzel bir dil olmalıdır. Anlatım ise iki şekilde olur Hikâye kahramanlarından birinin ağzından yapılan anlatım "hikâyede birinci kişili anlatım" ; yazarın ağzından anlatılanlar "hikâyede üçüncü kişili anlatım"HİKÂYEDE PLÂN Hikâyenin planı da diğer yazı türlerinde olduğu gibi üç bölümden oluşur; ancak bu bölümlerin adları farklıdır. Bunlar 1Serim Hikayenin giriş bölümde olayın geçtiği çevre , kişiler tanıtılarak ana olaya giriş Hikayenin bütün yönleriyle anlatıldığı en geniş sonuç bölümü olup merakın bir sonuca bağlanarak giderildiği bütün hikayelerde bu plân uygulanmaz , bazı öykülerde başlangıç ve sonuç bölümü yoktur .Bu bölümler okuyucu tarafından ÇEŞİTLERİ Hikâye, hayatın bütünü içinde fakat bir bölümü üzerine kurulmuş derinliği olan bir büyüteçtir. Bu büyüteç altında kimi zaman olay bir plan içinde , kişi, zaman, çevre bağlantısı içinde hikaye boyunca irdelenir. Kimi zaman da büyütecin altında incelenen olay değil, hayatın küçük bir kesiti, insan gerçeğinin kendisidir Bu da öykünün çeşitlerini oluşturur. Buna göre;1 Olay Klasik Vak'a Hikâyesi Bir olayı ele alarak, serim, düğüm, çözüm plânıyla anlatıp bir sonuca bağlayan öykülerdir. Kahramanlar ve çevrenin tasvirine yer verilir Bir fikir verilmeye çalışılır; okuyucuda merak ve heyecan uyandırılır. Bu tür, Fransız yazar Guy de Maupassant Guy dö Mopasan tarafından yaygınlaştırıldığı için "Mopasan Tarzı Hikâye" de denir Bu tarzın bizdeki en önemli temsilcileri Ömer Seyfettin, Refik Halit Karay, Hüseyin Rahmi Gürpınar ve Reşat Nuri Güntekin'dir.. Ayrıca bakınız >>> Maupassant Hikayeleri2 Durum Kesit Hikâyesi Bir olayı değil günlük yaşamın her hangi bir kesitini ele alıp anlatan öykülerdir Serim, düğüm, çözüm planına uyulmaz Belli bir sonucu da yoktur. Merak ve heyecandan çok duygu ve hayallere yer verilir; fikre önem verilmez, kişiler kendi doğal ortamlarında hissettirilir. Olayların ve durumların akışı okuyucunun hayal gücüne bırakılır. Bu tarzın dünya edebiyatında ilk temsilcisi Rus yazar Anton Çehov olduğu için "Çehov Tarzı Hikâye" de denir. Bizdeki en güçlü temsilcileri Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şevket Esendal ve Tarık Buğra' Modern Hikâye Diğer öykü çeşitlerinden farklı olarak, insanların her gün gördükleri fakat düşünemedikleri bazı durumların gerisindeki gerçekleri, hayaller ve bir takım olağanüstülüklerle gösteren bir tür olarak 1920'lerde ilk defa batıda görülen bu anlayışın en güçlü temsilcisi Franz Kafka'dır Bizdeki ilk temsilcisi Haldun Taner'dir. Genellikle büyük şehirlerdeki yozlaşmış tipleri, sosyal ve toplumsal bozuklukları , felsefi bir yaklaşımla, ince bir yergi ve yer yer alay katarak, irdeler biçimde gözler önüne serer... Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması Edebiyatın da Hikâye Örneği- Letaif-i Rivayat - Ahmet Mithat Efendi -18702. Batılı Anlamda İlk Hikâye Denemesi - Küçük Şeyler- Sami Paşazade Sezai - 1892 3. İlk Naturalist Eser - Zehra - Nabizade Nazım4. İlk Yerli Roman Denemesi - Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat- Şemsettin Sami5. İlk Tarihî Roman Denemesi - Yeniçeriler - Ahmet Mithat Efendi6- İlk Tarihî Roman Örneği - Cezmi - Namık Kemal 7. Edebiyatımızda İlk Fabl Örneği - Harname - Şeyhî 8- Edebiyatımızda Batılı Anlamda İlk Fabl Örneği - Eşek İle Tilki Hikâyesi - Şinasi9. İlk Makale Örneği - Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi -Şinasi - 1860 10. İlk Eleştiri Örneği - Namık Kemal - 186611. Edebiyatımızdaki En Önemli Gezi Yazısı Örneği -Seyahatname - Evliya Günlük Terimini İlk Kullanan- Falih Rıfkı Atay13. İlk tezkire - Mecalisü'n-Nefais - Ali Şir Nevaî14. Anadolu Sahasında Yazılan İlk Tezkire - Heşt Behişt- Edirneli Sehî Bey 15. İlk Söylev Nutuk - Orhun Abideleri16. İslâmî Dönem Türk Edebiyatı İlk Yazılı Eser - Kutadgu Bilig - Yusuf Has Hacib17. Edebiyatımızda İlk Mesnevi Örneği - Kutadgu Bilig- Yusuf Has Hacib18. Edebiyatımızda Aruzla Yazılan İlk Eser - Kutadgu Bilig - Yusuf Has Hacib19. Edebiyatımızda İlk Siyasetname Örneği - Kutadgu Bilig - Yusuf Has Hacib20. Batı Etkisindeki Türk Edebiyatında Bilinçli İlk Temsilcisi - Şinasi21. Edebiyatımızda İlk Özel Gazeteyi Çıkaran, Noktalama İşaretlerini İlk Kullanan Sanatçı - Şinasi22. Fransızca'dan İlk Şiir Çevirileri Yapan ve İlk Folklor İncelemesi Çalışmaları Yapan Sanatçı - Şinasi23. Edebiyatımızdaki İlk Atasözleri Derlemesi - Durub-ı Emsal-i Osmaniye - Şinasi24. İlk Köy Romanı Denemesi - Karabibik - Nabizade Nazım25. İlk Çeviri Roman - Tercüme-i Telemak Fenelon - Yusuf Kâmil Paşa26. İlk Psikolojik Roman Denemesi - Zehra - Nabizade Nazım27. İlk Psikolojik Roman - Eylül - Mehmet Rauf28. İlk Realist Roman Denemesi -Araba Sevdası - Recaizade Mahmut Ekrem29. Batı Tekniğine Uygun İlk Realist Roman - Mai ve Siyah - Halit Ziya Uşaklıgil30. İlk Tiyatro Eseri - Şair Evlenmesi - Şinasi 31. Heceyle Yazılan İlk Manzum Tiyatro Eseri- Eşber- Abdulhak Hamit Tarhan32. İlk Bibliyografya - Keşfu'z-Zünun - Kâtip Çelebi33. İlk Hamse Sahibi - Ali Şir Nevaî34. İlk Resmî Türkçe Gazete - Takvim-i Vakayi - 183135. İlk Yarı Resmi Türkçe Gazete - Ceride-i Havadis -183236. İlk Özel Türkçe Gazete - Tercüman-ı Ahval - 186037. İlk Hatıra Kitabı - Babürnâme - Babürşah - İlk Mizah Dergisi - Diyojen - Teodor Kasap39. İlk Şiir Antolojisi - Harabat - Ziya Paşa40. İlk Mensur Şiir Örnekleri - Mensur Şiirler - Halit Ziya Uşaklıgil41. İlk Edebî Bildiriyi Yayımlayan Topluluk - Fecr-i Ati Topluluğu42. İlk Yazılı Edebî Metin ve Türk Adının Geçtiği İlk Metin - Göktürk Yazıtları43. Sahnelenen İlk Tiyatro Eseri - Vatan Yahut Silistre -Namık Kemal44. Türk Dilinin İlk Sözlüğü ve İlk Dilbilgisi Kitabı -Divanü Lügati't-Türk - Kâşgarlı Mahmut45. İlk Türkçe Sözlük - Kamus-ı Türkî - Şemsettin Sami46. İlk Edebiyat Tarihçimiz - Abdulhalim Memduh Efendi47. Batılı Anlamda İlk Edebiyat Tarihçimiz - Mehmet Fuat Köprülü48. Türkçe'nin İlk Dilbilgisi Kitabı - Sarf-ı Türkî - Süleyman Paşa49. İlk Uyarlama Tiyatro Eserinin Yazarı - Ahmet Vefik Paşa50. İlk Alfabemiz - Göktürk Alfabesi51. İlk Kadın Romancımız - Fatma Aliye Hanım 52. Edebiyatımızda Milli Edebiyatın Açılmasına öncülük eden - Mehmet Emin Yurdakul 53. Edebiyatımızda İlk Kafiyesiz Şiir Denemesi-Validem - Abdulhak Hamit Tarhan54. İlk Türk Destanı - Alp Er Tunga Destanı55. Süslü Nesrin İlk Temsildsi - Sinan Paşa56. Kurtuluş Savaşını Doğrudan İşleyen Romanımız- Ateşten Gömlek - Halide Edip Adıvar 57. İlk Divan Şairimiz - Hoca Dehhanî 58. Dilde Sadeleşmeyi Savunan ilk Yayın Organı - Genç Kalemler59. Edebiyatımızda Epik Tiyatronun Kurucusu - Haldun Taner60. İlk Köy Şiiri Örneği - Köylü Kızların Şarkısı - Muallim Naci61. Edebiyatımızda ilk Çocuk Şiiri Örnekleri - Şermin -Tevfik Fikret62. İlk Didaktik Eser Örneği - Kutadgu Bilig - Yusuf Has Hacib 63. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Kurulan ilk Edebî Topluluk - Yedi Meşaleciler64. Hece ile Yazılan ilk Manzum Tiyatro Örneği - Binnaz - Yusuf Ziya Ortaç65. Edebiyatımızda Yayımlanan ilk Ortak Kitap - Yedi Meşale66. Edebiyatımızda Yayımlanan İkinci Ortak Kitap - Garip 67. İlk Pastoral Şiir Örneği - Sahra - Abdulhak Hamit Tahran68. Aruzu Türkçe'ye Uyarlayan İlk Şair - Tevfik Fikret69. İlk Röportaj örneği - Rüya - Ziya Paşa70. Tasavvuf Edebiyatının Kurucusu ve Bu Yönde şiirler Yazan İlk Şair - Hoca Ahmet Yesevi 71. Bilinen İlk Türk Şair - Aprınçur Tigin 72. Bilinen ilk Türk Yazar -Yollug Tigin74. İlk Epik Tiyatro örneği - Keşanlı Ali Destanı- Haldun Taner75. İlk Dergi örneği - Mecmua-ı Fünun - Münif Paşa-186176. Batılı anlamda İlk Günlük Örneği- Seyahat Jurnali- Direktör Ali Bey77. Türkî-i Basit Akımının Öncüsü - Aydınlı Visali 78. Türkî-i Basit Akımının En güçlü Temsilcileri - Edirneli Nazmi ve Tatavlalı Mahremi 79. Sebk-i Hindi Akımının En Güçlü Temsilcisi - Şeyh 80. İlk fıkra yazarımız- Ahmet RasimBu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması Edebiyatında İlkler..1. Dünya Edebiyatında Hikâye Türünün ilk Örneği -Decameron Öyküleri - G. Boccacio2. Dünya Edebiyatında Deneme Türünün ilk Örneği- Denemeler - Montaigne3. Dünya Edebiyatında İlk Modern Roman Örneği- Don Kişot - Cervantes4. Dünya Edebiyatında ilk Realist Roman Örneği -Mademe Bovary - Gustave Flaubert5. Dünyanın Bilinen İlk Destanı - Gılgamış Destanı -Sümerler6. Komedi Türünün ilk Temsilcisi - Aristofanes7. Trajedi Türünün ilk Temsilcisi - Aiskylos 8. Bilinen ilk Fabl Örneği - Pança Tantra Kelile ve Dimne - Hint EdebiyatıDÜNYA EDEBİYATI YUNAN EDEBİYATI HOMEROS * Destan türünde eserler yazmıştır. * Eserleri İlyada, Odysseia HESİODOS * Didaktik eserler yazmıştır. * Eserleri İşler ve günler, Kosmosk SAPHO * Lirik aşk şiirleri yazmıştır. * Eserleri Düğün, Şarkı, İç Savaşlar. AİSSPOS * Fabl türünün * Yunan geleneklerini ve ahlakını savunur. . * Eserleri Yalvaran Kızlar, Persler, Zincire Vurulmuş, Prometheyus SOPHOKLES * İnsanlar arası çatışmaları işlemiştir. EURUPİDES. * Eserleri Kylopsdram,Fenikeli Kadınlar, Heleno, Elektra. ARİSTOPHANES * Eserlerinde siyasetçileri aşırı bir biçimde eleştirmiştir. * İlk büyük komedya şairidir * Eserleri Kuşlar, Eşek Arıları. HEREDOTOS'un tarih alanında, SOKRATES, EFLATUN PLATON ve ARİSTO'nun felsefe alanında çeşitli eserleri vardır. İSPANYOL EDEBİYATI CERVANTES * Osmanlı Devleti ile yapılan İnebahtı deniz savaşında esir olarak alınmıştır. Sonradan serbest bırakılmıştır. * Döndükten sonra "DON KİŞOT" romanını yazmıştır. İlk modern roman * Bu eserle modern romanın kuruluşu başlamış oldu. * Bu kitapta Don Kişot adlı bir şahıs kendini şövalye zannedip uşağı Pança ile dünyadaki haksızlığı kaldırmak için yel değirmenlerine EDEBİYATI DANTE * Rönesans'ın fikir babalarındandır. Ancak onu göremedi. * Bilge biridir. * En önemli eseri Tanrısal Komedya' * Dünyada küçük hikâye türünün ilk örneklerini yazmıştır. * Hikâyelerinde insanoğlunun tüm yaşam koşullarını işlemiştir. * En önemli eseri Decameron'dur. Dünya edebiyatında ilk hikayeARİOSTO * Rönesans'ın önemli yazarlarındandır. * En önemli eseri Çılgın Orlando' *En önemli eseri Kurtarılmış Kudüs' EDEBİYATI MONTAIGNE * Deneme türünün babası sayılır. * Özgür düşüncenin savunucusu olmuştur. * Rönesans edebiyatının en önemli temsilcisidir. * En önemli eseri DENEMELER'DİRCORNEILLE * Fransız tragedyasının babası sayılır. * Le Cid, Horace, Cinna, Polyeucte en önemli eserleridir. RACINE * Klasisizm akımının öncülerindendir. * Andromague, İphigenle, Phedre en önemli eserleri sayılır. * Tragedyaları ünlüdür.Andromague, İphigenle, Phedre MOLİERE * Dünyanın en önemli komedi yazarlarındandır. * İnsanın gülünç yönlerini ortaya koymaya çalışmışlardır. * En önemli eserleri Gülünç Kibarlar, Kadınlar Mektebi, Kocalar Mektep, Zorla Evlenme, Cimri Hastalık Hastası, Kibarlık Budalası. LA FONTAİNE * Fabl türünün en önemli temsilcisidir. * En önemli eseri Fabl'lar masallar dır HUGO * Dünyanın en büyük romancılarındandır. * Şiir, dram, roman türlerinde eser vermiştir. * En önemli eserleri Sefiller, Notre Dame Kamburu, Kral Eğleniyor, Hernani, Sonbahar Yaprakları BALZAC * Dünyanın en büyük romancılarındandır. * Realizmin kurucularındandır. * Toplumun her katmanından kişileri eserlerinde işlemiştir. * İnsanlık Komedyası adlı bir eserde bütün romanlarını toplamıştır. Bazılarını sonradan ayırmıştır. * En önemli romanları Eugenie Grandet, Goriot Baba, Vadideki Zambak'tır. STENDAL * Süssüz bir dil kullanmıştır. * Realist bir yazardır. * En önemli eserleri Kırmızı ve Siyah, Parma Manastırı FLAUBERT * Realizmin en önemli temsilcilerindendir * Kuvvetli bir üslubu vardır. * En önemli eserleri Madam Bovary, Salambo, Duygusal Eğitim MAUPASSANT * Hikâye dalında kendine ait bir tarz oluşturmuştur. * En önemli eserleri Tombalak, Ayışığı, Bir Hayat, Güzel Dost, Ölüm Gibi Kuvvetli, KalbimizBOUDELAİRE * Şiirlerinde kusursuz bir biçim sunmuştur. * En önemli eseri Kötülük Çiçekleri adlı eserdir. ALMAN EDEBİYATI GOETHE * Şiir, tiyatro, roman dallarında eser vermiştir. * Dünya edebiyatının en önemli yazarlarındandır. * Romantizmin kurucularındandır. * Lirik şiirler yazmıştır. * En önemli eseri Faust'tur. * Ayrıca Genç Warter'in Istırapları, Roma Elejileri SCHİLLER * Romantizmin temsilcilerindendir. * En önemli eserleri Wilhem Tell, Don Carlos, Haydutlar, Maria Stuart 'tır. İNGİLİZ EDEBİYATI SHAKESPEARE * Dünyanın en büyük tiyatro yazarlarındandır. * Komedi ve dram türlerinde eser vermiştir. * Eserlerinde nazım ve nesir karışık kullanılmıştır. * Romeo ve Jüliet, Hamlet, Macbeth, Othello, Kral Lear dramlarından biridir. * Venedik Taciri, Yanlışlıklar Komedyası, Vindsor'lu Şen Kadınlar komedilerinden bazılarıdır. MİLTON * Tasvir ve ruh çözümlemelerini oldukça ustaca kullanmıştır. * En önemli eseri Kaybolmuş Cennet' DEFOE * Maceracı bir kimliğe sahiptir * En önemli eseri Robinson Crusoe'dir. SWİFT * Toplum içindeki aksaklıkları işlemiştir. * En önemli eseri Güliver'in Gezileri' EDEBİYATI PUŞKİN * Romantizmin temsilcilerindendir. * Çeşitli dallarda eser vermiştir. * En önemli eserleri Kafkas Esiri, Yüzbaşının Kızı, Çingeneler, Maça Kızı, Bahçesaray Çeşmesi'dir. TURGENYEV * Realist bir yazardır. * Bir Avcının Notları, Babalar ve Oğullar, Rudin, Taşralı Kadın eserlerinden bazılarıdır. DOSTOYEVSKİ * Dünyanın en büyük romancılarındandır. * Derin bir insan sevgisi vardır. * Yoksul insanların hayat koşullarını işlemiştir. * Suç ve Ceza, Ölü Bir Evden Hatıralar, Budala, Karamazov Kardeşler en tanınan eserleridir. TOLSTOY * Edebiyat dünyasının en usta kalemlerindendir. * Kuvvetli ve bilge bir üslubu vardır. * Savaş ve Barış, Hacı Murat, Anna Karanina, Yaşayan Ölü, İvan İliç'in Ölümü, Ölümden Sonra Dirilme, Karanlığın Kudreti en önemli EDEBİYATI MARK TWAİN * Çeşitli dallarda eser vermiştir. * Mizahçıdır. * Eserlerindeki karakterler oldukça canlıdır. * Tom Savyer'in Maceraları, Mississipi'de Yaşam Huclerbery'in Maceraları en önemli ALLAN POE * Şiirleri ünlü olmakla beraber hikâye de yazmıştır. * Kuzgun, Annabel Lee ve Çanlar şiir kitaplarıdır. * Acayip ve Çapraşık Hikâyeler de hikâye kitabıdır. ERNEST HEMİNGVAY * Modern Amerikan edebiyatının en önemli yazarlarındandır. * Nobel ödülü almıştır. * Çanlar Kimin İçin Çalıyor? Silahlara Veda ,İhtiyar Adam ve Deniz eserlerinden bazılarıdır. JOHN STEİNBECK * İşçi haklarını savunmuştur. * Realist bir yazardır. * Nobel ödülü almıştır. * Eserleri Bitmeyen Kavga, Gazap Üzümleri, Yukarı Mahalle, Fareler ve İnsanlar İSKANDİNAV EDEBİYATI KANT HAMSUN * Genellikle kendi çevresini işlemiştir. * Tasvir gücü oldukça gelişmiştir. * Açlık, Pan, Victoria, Dünya Nimeti en önemli eserleridir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Kaynak aLıntıLar Hikâye Öykü Nedir? TÜRK Ve Dünya Edebiyatında İlkler..Yaşanmış veya tasarlanmış bir olayı, bir durumu; yer, kişi ve zaman belirterek anlatan kısa yazılara öykühikaye denir.. Genellikle romandan kısa olurlar, dar bir zamanı kapsarlar, kişileri romana göre daha azdır, anlatılanları tek ve sınırlıdır ve olayla ilgili yer ve zaman belirtirler. Serim düğüm ve çözüm denilen üç bölümden sürükleyen bir kişiöykünün kahramanı vardır. Hikaye kısalığı ve kurgusuyla masala, kişilerin nitelendirilmesi, eylemin işlenişi ve canlandırılmasıyla da romana yaklaşır. Hikayenin kısalığı yapısal olarak, kişinin niteliğiyle geliştiği eylem arasındaki sıkı bağdan kaynaklanır. Hikayenin çerçevesi, çoğu kez anlatıcının durumunu belirterek hikayeleri; konuları bakımından, Aşk Hikayeleri ve Kahramanlık Hikayeleri olarak ikiye hikayelerine örnek olarak Kerem ile Aslı’yı, kahramanlık hikayelerine ise Köroğlu ile Kirmanşah’ı verebiliriz. Türk hikayeciliği en parlak dönemini, Cumhuriyet döneminde yaşamıştır. Edebiyat-ı cedide döneminde hikaye türleri iyice gelişmiştir. Bu dönemdeki yazarların çoğuHalide Edip Adıvar, Hüseyin Cahit Yalçın vb. romancılığı öne almışlardır, hikayeciliği bir yan uğraş olarak farklılıkları olmakla birlikte "küçük roman" şeklinde tanımlanabilir. Millî kültürümüzün önemli parçalarından "Dede Korkut Hikâyeleri", "destanlar" ve "halk masalları" nı saymazsak, Avrupaî tarzda ilk hikâyeler, Tanzimat Edebiyatı döneminde görülür. İlk hikâye kitabı, Emin Nihat'ın "Müsameretnâme"dir. Bu kitapta toplanan hikâyelerin kuruluşu, işlenişi "Binbir Gece Masalları" na yüzyıl sonlarında başlayıp günümüze doğru daha da gelişen hikâye, özellikle Alphonse DAUDET 1840-1897 ve Guy de MAUPASSANT 1850-1893 gibi büyük Fransız yazarlarının tekniğiyle tekâmüle ulaşmıştır. Bu iki yazar "realist" akımın yetiştirdiği zamanın ileri gelen romancılarındandır. Fransız hikâyeciliği Guy de MAUPASSANT'ın izinden gelişmiştir. Amerika edebiyatında özellikle mizahî hikâyeleriyle Mark TAWİN 1835-1910, O. HENRY 1862-1910 ve bunları takiben John STEİNBECK, Erskine CALDWEL Batılı ünlü hikâyecilerdendir...Dünya hikâyeciliğinde iki hikâye biçimi hâkimdir. Bunlar 1 Maupassant Biçimi Hikâyede asıl olan "olay" dır. Okuyucunun hikâyeyi şöyle ya da böyle yorumlamasına imkân verilmez. Çünkü, hikâyedeki olay, mantıklı bir seyir hâlinde takip eder. Kişilerin portreleri, özenle ve ayrıntılı olarak Çehov Biçimi Hikâyede asıl olan "olay" değildir. Hikâye, sona erdiği zaman her şey bitmiş değildir. Hikâye, asıl bundan sonra başlıyor demektir. Zira, kişiler tamamıyla tanıtılmadığı, olaylarda kesinlik hâkim olmadığı için okuyucunun hayal kurması devamlı hareket hâlindedir ve kendine göre yorumlar yapmaya hikâye anlayışını şöyle anlatır "Kaleme alınan konular, "sade" olmalı. Piyer Semenovi, Maira İvanovna ile nasıl evlendi gibi... Hem sonra, yok psikoloji tahlilleri, yok hikâye, yok bilmem ne imiş! Bunlar hep özenti... Hatırınıza ilk gelen başlığı koyun, kılı kırk yarmayın, tırnak, çizgi gibi işaretleri çok az kullanmaya bakın, gösteriştir bu. Benim işim anlatmaktır. Ancak, onu başarabilirim. " Türk hikâyeleri, şu dört ana grupta değerlendirilir1 "Serim, düğüm, çözüm" bölümlerinin düzenli olduğu hikâyeler. Ömer Seyfettin, Samet AĞAOĞLU, Haldun TANER, Oktay AKBAL, Mustafa KUTLU' nun hikâyeleri bu grup içindedir Maupassant Biçimi2 İstanbul'da yaşayan insanların özel hayat ve özelliklerini veren hikâyeler. Hüseyin Rahmi GÜRPINAR, Ahmet Rasim, Osman Cemal KAYGILI, Sermet Muhtar ALUS'un hikâyeleri bu grup içindedir. Maupassant Biçimi3 "Serim, düğüm, çözüm" bölümlerine önem vermeyen, olayın herhangi bir yerinden başlayan hikâyeler. Memduh Şevket ESENDAL, Sait Faik ABASIYANIK, Tarık BUĞRA, Sevinç ÇOKUM gibi yazarlarımız bu gruptandır. Kısmen, Çehov Biçimi 4 Varoluş çizgisinde oluşturulmuş, aydın bunalımı ve çaresizliği anlatan soyut hikâyeler. Bu tür hikâyeler, ülkemizde 1955'ten sonra görüldü. Hikâyelerde, hiç bir toplum kaygısı görülmez. Aydın bunalımının nedenleri yansıtılır. Sanat adı altında çoğu zaman "müstehcen"e kaçan konulara yer verilir. Hikâyecilik, sanattan ayrılmış ve ideolojiye kaydırılmıştır...Bu grupta hikâye yazan yazarlarımızın başında ise; Yusuf ATILGAN, Demirtaş CEYHUN, Ferit EDGÜ ve Erdal ÖZ İlk Çağ Anadolu'sunda masal, ve tarihi olayları anlatan eserlerle oluşmuştur. Orta Çağda özellikle Hindistan'da "Binbir Gece Masalları" sağlam bir hikaye geleneğinin varlığını bildirmektedir. Bu gelenek, Arapça'dan yapılan çevirilerle Avrupa'ya masal, efsane, rivayetler şekliyle bugünkü anlamda ilk edebi kimlik kazandıran İtalyan yazar Boccacio'dur. XVI. Yüzyılda yazdığı "Decameron" adlı eseriyle ilk öykü örneğini vermiştir. Rönesans'ın etkisiyle de XIX. Yüzyıl edebiyatının en yaygın türü destanlar, halk hikâyeleri , ve masallarla eski bir temeli olan bu tür, XIV. Ve XV. Yüzyılda "Dede Korkut Hikâyeleri" ile çağdaş hikâye tekniğine yüzyılda Tanzimat'la gelen yeniliklerle birlikte batılı anlamda ilk örneğini Ahmet Mithat Efendi "Letaif-i Rivayet söylene gelen güzel şeyler adlı eserini yazarak vermiş; "Kıssadan Hisse" ile bu türü geliştirmiş, Sami Paşazade Sezai "Küçük Şeyler" adlı eseriyle modern hikâyeyi oluşturmuştur. Bağımsız bir tür olma özelliğini ise Milli Edebiyat döneminde Ömer Seyfettin'le Yaşanmış ya da yaşanabilecek şekilde tasarlanmış olayları kişilere bağlı olarak belli bir yer ve zaman içinde anlatan türe hikâye diyoruz. HİKÂYENİN UNSURLARI 1 Olay Hikâyede üzerinde söz söylenen yaşantı ya da durumdur..2 Kişiler Olayın oluşmasında etkili olan ya da olayı yaşayan Yer mekân Olayın yaşandığı çevre veya mekândır. 4 Zaman Olayın yaşandığı dönem, an mevsim ya da Dil ve Anlatım Hikâyenin dili açık, akıcı ve günlük konuşma dilinden farklı olarak, etkili sözcük, deyim atasözü ve tamlamalarla zenginleştirilmiş güzel bir dil olmalıdır. Anlatım ise iki şekilde olur Hikâye kahramanlarından birinin ağzından yapılan anlatım "hikâyede birinci kişili anlatım" ; yazarın ağzından anlatılanlar "hikâyede üçüncü kişili anlatım"HİKÂYEDE PLÂN Hikâyenin planı da diğer yazı türlerinde olduğu gibi üç bölümden oluşur; ancak bu bölümlerin adları farklıdır. Bunlar 1Serim Hikayenin giriş bölümde olayın geçtiği çevre , kişiler tanıtılarak ana olaya giriş Hikayenin bütün yönleriyle anlatıldığı en geniş sonuç bölümü olup merakın bir sonuca bağlanarak giderildiği bütün hikayelerde bu plân uygulanmaz , bazı öykülerde başlangıç ve sonuç bölümü yoktur .Bu bölümler okuyucu tarafından ÇEŞİTLERİ Hikâye, hayatın bütünü içinde fakat bir bölümü üzerine kurulmuş derinliği olan bir büyüteçtir. Bu büyüteç altında kimi zaman olay bir plan içinde , kişi, zaman, çevre bağlantısı içinde hikaye boyunca irdelenir. Kimi zaman da büyütecin altında incelenen olay değil, hayatın küçük bir kesiti, insan gerçeğinin kendisidir Bu da öykünün çeşitlerini oluşturur. Buna göre;1 Olay Klasik Vak'a Hikâyesi Bir olayı ele alarak, serim, düğüm, çözüm plânıyla anlatıp bir sonuca bağlayan öykülerdir. Kahramanlar ve çevrenin tasvirine yer verilir Bir fikir verilmeye çalışılır; okuyucuda merak ve heyecan uyandırılır. Bu tür, Fransız yazar Guy de Maupassant Guy dö Mopasan tarafından yaygınlaştırıldığı için "Mopasan Tarzı Hikâye" de denir Bu tarzın bizdeki en önemli temsilcileri Ömer Seyfettin, Refik Halit Karay, Hüseyin Rahmi Gürpınar ve Reşat Nuri Güntekin'dir.. Ayrıca bakınız >>> Maupassant Hikayeleri2 Durum Kesit Hikâyesi Bir olayı değil günlük yaşamın her hangi bir kesitini ele alıp anlatan öykülerdir Serim, düğüm, çözüm planına uyulmaz Belli bir sonucu da yoktur. Merak ve heyecandan çok duygu ve hayallere yer verilir; fikre önem verilmez, kişiler kendi doğal ortamlarında hissettirilir. Olayların ve durumların akışı okuyucunun hayal gücüne bırakılır. Bu tarzın dünya edebiyatında ilk temsilcisi Rus yazar Anton Çehov olduğu için "Çehov Tarzı Hikâye" de denir. Bizdeki en güçlü temsilcileri Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şevket Esendal ve Tarık Buğra' Modern Hikâye Diğer öykü çeşitlerinden farklı olarak, insanların her gün gördükleri fakat düşünemedikleri bazı durumların gerisindeki gerçekleri, hayaller ve bir takım olağanüstülüklerle gösteren bir tür olarak 1920'lerde ilk defa batıda görülen bu anlayışın en güçlü temsilcisi Franz Kafka'dır Bizdeki ilk temsilcisi Haldun Taner'dir. Genellikle büyük şehirlerdeki yozlaşmış tipleri, sosyal ve toplumsal bozuklukları , felsefi bir yaklaşımla, ince bir yergi ve yer yer alay katarak, irdeler biçimde gözler önüne serer... Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması Edebiyatın da Hikâye Örneği- Letaif-i Rivayat - Ahmet Mithat Efendi -18702. Batılı Anlamda İlk Hikâye Denemesi - Küçük Şeyler- Sami Paşazade Sezai - 1892 3. İlk Naturalist Eser - Zehra - Nabizade Nazım4. İlk Yerli Roman Denemesi - Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat- Şemsettin Sami5. İlk Tarihî Roman Denemesi - Yeniçeriler - Ahmet Mithat Efendi6- İlk Tarihî Roman Örneği - Cezmi - Namık Kemal 7. Edebiyatımızda İlk Fabl Örneği - Harname - Şeyhî 8- Edebiyatımızda Batılı Anlamda İlk Fabl Örneği - Eşek İle Tilki Hikâyesi - Şinasi9. İlk Makale Örneği - Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi -Şinasi - 1860 10. İlk Eleştiri Örneği - Namık Kemal - 186611. Edebiyatımızdaki En Önemli Gezi Yazısı Örneği -Seyahatname - Evliya Günlük Terimini İlk Kullanan- Falih Rıfkı Atay13. İlk tezkire - Mecalisü'n-Nefais - Ali Şir Nevaî14. Anadolu Sahasında Yazılan İlk Tezkire - Heşt Behişt- Edirneli Sehî Bey 15. İlk Söylev Nutuk - Orhun Abideleri16. İslâmî Dönem Türk Edebiyatı İlk Yazılı Eser - Kutadgu Bilig - Yusuf Has Hacib17. Edebiyatımızda İlk Mesnevi Örneği - Kutadgu Bilig- Yusuf Has Hacib18. Edebiyatımızda Aruzla Yazılan İlk Eser - Kutadgu Bilig - Yusuf Has Hacib19. Edebiyatımızda İlk Siyasetname Örneği - Kutadgu Bilig - Yusuf Has Hacib20. Batı Etkisindeki Türk Edebiyatında Bilinçli İlk Temsilcisi - Şinasi21. Edebiyatımızda İlk Özel Gazeteyi Çıkaran, Noktalama İşaretlerini İlk Kullanan Sanatçı - Şinasi22. Fransızca'dan İlk Şiir Çevirileri Yapan ve İlk Folklor İncelemesi Çalışmaları Yapan Sanatçı - Şinasi23. Edebiyatımızdaki İlk Atasözleri Derlemesi - Durub-ı Emsal-i Osmaniye - Şinasi24. İlk Köy Romanı Denemesi - Karabibik - Nabizade Nazım25. İlk Çeviri Roman - Tercüme-i Telemak Fenelon - Yusuf Kâmil Paşa26. İlk Psikolojik Roman Denemesi - Zehra - Nabizade Nazım27. İlk Psikolojik Roman - Eylül - Mehmet Rauf28. İlk Realist Roman Denemesi -Araba Sevdası - Recaizade Mahmut Ekrem29. Batı Tekniğine Uygun İlk Realist Roman - Mai ve Siyah - Halit Ziya Uşaklıgil30. İlk Tiyatro Eseri - Şair Evlenmesi - Şinasi 31. Heceyle Yazılan İlk Manzum Tiyatro Eseri- Eşber- Abdulhak Hamit Tarhan32. İlk Bibliyografya - Keşfu'z-Zünun - Kâtip Çelebi33. İlk Hamse Sahibi - Ali Şir Nevaî34. İlk Resmî Türkçe Gazete - Takvim-i Vakayi - 183135. İlk Yarı Resmi Türkçe Gazete - Ceride-i Havadis -183236. İlk Özel Türkçe Gazete - Tercüman-ı Ahval - 186037. İlk Hatıra Kitabı - Babürnâme - Babürşah - İlk Mizah Dergisi - Diyojen - Teodor Kasap39. İlk Şiir Antolojisi - Harabat - Ziya Paşa40. İlk Mensur Şiir Örnekleri - Mensur Şiirler - Halit Ziya Uşaklıgil41. İlk Edebî Bildiriyi Yayımlayan Topluluk - Fecr-i Ati Topluluğu42. İlk Yazılı Edebî Metin ve Türk Adının Geçtiği İlk Metin - Göktürk Yazıtları43. Sahnelenen İlk Tiyatro Eseri - Vatan Yahut Silistre -Namık Kemal44. Türk Dilinin İlk Sözlüğü ve İlk Dilbilgisi Kitabı -Divanü Lügati't-Türk - Kâşgarlı Mahmut45. İlk Türkçe Sözlük - Kamus-ı Türkî - Şemsettin Sami46. İlk Edebiyat Tarihçimiz - Abdulhalim Memduh Efendi47. Batılı Anlamda İlk Edebiyat Tarihçimiz - Mehmet Fuat Köprülü48. Türkçe'nin İlk Dilbilgisi Kitabı - Sarf-ı Türkî - Süleyman Paşa49. İlk Uyarlama Tiyatro Eserinin Yazarı - Ahmet Vefik Paşa50. İlk Alfabemiz - Göktürk Alfabesi51. İlk Kadın Romancımız - Fatma Aliye Hanım 52. Edebiyatımızda Milli Edebiyatın Açılmasına öncülük eden - Mehmet Emin Yurdakul 53. Edebiyatımızda İlk Kafiyesiz Şiir Denemesi-Validem - Abdulhak Hamit Tarhan54. İlk Türk Destanı - Alp Er Tunga Destanı55. Süslü Nesrin İlk Temsildsi - Sinan Paşa56. Kurtuluş Savaşını Doğrudan İşleyen Romanımız- Ateşten Gömlek - Halide Edip Adıvar 57. İlk Divan Şairimiz - Hoca Dehhanî 58. Dilde Sadeleşmeyi Savunan ilk Yayın Organı - Genç Kalemler59. Edebiyatımızda Epik Tiyatronun Kurucusu - Haldun Taner60. İlk Köy Şiiri Örneği - Köylü Kızların Şarkısı - Muallim Naci61. Edebiyatımızda ilk Çocuk Şiiri Örnekleri - Şermin -Tevfik Fikret62. İlk Didaktik Eser Örneği - Kutadgu Bilig - Yusuf Has Hacib 63. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Kurulan ilk Edebî Topluluk - Yedi Meşaleciler64. Hece ile Yazılan ilk Manzum Tiyatro Örneği - Binnaz - Yusuf Ziya Ortaç65. Edebiyatımızda Yayımlanan ilk Ortak Kitap - Yedi Meşale66. Edebiyatımızda Yayımlanan İkinci Ortak Kitap - Garip 67. İlk Pastoral Şiir Örneği - Sahra - Abdulhak Hamit Tahran68. Aruzu Türkçe'ye Uyarlayan İlk Şair - Tevfik Fikret69. İlk Röportaj örneği - Rüya - Ziya Paşa70. Tasavvuf Edebiyatının Kurucusu ve Bu Yönde şiirler Yazan İlk Şair - Hoca Ahmet Yesevi 71. Bilinen İlk Türk Şair - Aprınçur Tigin 72. Bilinen ilk Türk Yazar -Yollug Tigin74. İlk Epik Tiyatro örneği - Keşanlı Ali Destanı- Haldun Taner75. İlk Dergi örneği - Mecmua-ı Fünun - Münif Paşa-186176. Batılı anlamda İlk Günlük Örneği- Seyahat Jurnali- Direktör Ali Bey77. Türkî-i Basit Akımının Öncüsü - Aydınlı Visali 78. Türkî-i Basit Akımının En güçlü Temsilcileri - Edirneli Nazmi ve Tatavlalı Mahremi 79. Sebk-i Hindi Akımının En Güçlü Temsilcisi - Şeyh 80. İlk fıkra yazarımız- Ahmet RasimBu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması Edebiyatında İlkler..1. Dünya Edebiyatında Hikâye Türünün ilk Örneği -Decameron Öyküleri - G. Boccacio2. Dünya Edebiyatında Deneme Türünün ilk Örneği- Denemeler - Montaigne3. Dünya Edebiyatında İlk Modern Roman Örneği- Don Kişot - Cervantes4. Dünya Edebiyatında ilk Realist Roman Örneği -Mademe Bovary - Gustave Flaubert5. Dünyanın Bilinen İlk Destanı - Gılgamış Destanı -Sümerler6. Komedi Türünün ilk Temsilcisi - Aristofanes7. Trajedi Türünün ilk Temsilcisi - Aiskylos 8. Bilinen ilk Fabl Örneği - Pança Tantra Kelile ve Dimne - Hint EdebiyatıDÜNYA EDEBİYATI YUNAN EDEBİYATI HOMEROS * Destan türünde eserler yazmıştır. * Eserleri İlyada, Odysseia HESİODOS * Didaktik eserler yazmıştır. * Eserleri İşler ve günler, Kosmosk SAPHO * Lirik aşk şiirleri yazmıştır. * Eserleri Düğün, Şarkı, İç Savaşlar. AİSSPOS * Fabl türünün * Yunan geleneklerini ve ahlakını savunur. . * Eserleri Yalvaran Kızlar, Persler, Zincire Vurulmuş, Prometheyus SOPHOKLES * İnsanlar arası çatışmaları işlemiştir. EURUPİDES. * Eserleri Kylopsdram,Fenikeli Kadınlar, Heleno, Elektra. ARİSTOPHANES * Eserlerinde siyasetçileri aşırı bir biçimde eleştirmiştir. * İlk büyük komedya şairidir * Eserleri Kuşlar, Eşek Arıları. HEREDOTOS'un tarih alanında, SOKRATES, EFLATUN PLATON ve ARİSTO'nun felsefe alanında çeşitli eserleri vardır. İSPANYOL EDEBİYATI CERVANTES * Osmanlı Devleti ile yapılan İnebahtı deniz savaşında esir olarak alınmıştır. Sonradan serbest bırakılmıştır. * Döndükten sonra "DON KİŞOT" romanını yazmıştır. İlk modern roman * Bu eserle modern romanın kuruluşu başlamış oldu. * Bu kitapta Don Kişot adlı bir şahıs kendini şövalye zannedip uşağı Pança ile dünyadaki haksızlığı kaldırmak için yel değirmenlerine EDEBİYATI DANTE * Rönesans'ın fikir babalarındandır. Ancak onu göremedi. * Bilge biridir. * En önemli eseri Tanrısal Komedya' * Dünyada küçük hikâye türünün ilk örneklerini yazmıştır. * Hikâyelerinde insanoğlunun tüm yaşam koşullarını işlemiştir. * En önemli eseri Decameron'dur. Dünya edebiyatında ilk hikayeARİOSTO * Rönesans'ın önemli yazarlarındandır. * En önemli eseri Çılgın Orlando' *En önemli eseri Kurtarılmış Kudüs' EDEBİYATI MONTAIGNE * Deneme türünün babası sayılır. * Özgür düşüncenin savunucusu olmuştur. * Rönesans edebiyatının en önemli temsilcisidir. * En önemli eseri DENEMELER'DİRCORNEILLE * Fransız tragedyasının babası sayılır. * Le Cid, Horace, Cinna, Polyeucte en önemli eserleridir. RACINE * Klasisizm akımının öncülerindendir. * Andromague, İphigenle, Phedre en önemli eserleri sayılır. * Tragedyaları ünlüdür.Andromague, İphigenle, Phedre MOLİERE * Dünyanın en önemli komedi yazarlarındandır. * İnsanın gülünç yönlerini ortaya koymaya çalışmışlardır. * En önemli eserleri Gülünç Kibarlar, Kadınlar Mektebi, Kocalar Mektep, Zorla Evlenme, Cimri Hastalık Hastası, Kibarlık Budalası. LA FONTAİNE * Fabl türünün en önemli temsilcisidir. * En önemli eseri Fabl'lar masallar dır HUGO * Dünyanın en büyük romancılarındandır. * Şiir, dram, roman türlerinde eser vermiştir. * En önemli eserleri Sefiller, Notre Dame Kamburu, Kral Eğleniyor, Hernani, Sonbahar Yaprakları BALZAC * Dünyanın en büyük romancılarındandır. * Realizmin kurucularındandır. * Toplumun her katmanından kişileri eserlerinde işlemiştir. * İnsanlık Komedyası adlı bir eserde bütün romanlarını toplamıştır. Bazılarını sonradan ayırmıştır. * En önemli romanları Eugenie Grandet, Goriot Baba, Vadideki Zambak'tır. STENDAL * Süssüz bir dil kullanmıştır. * Realist bir yazardır. * En önemli eserleri Kırmızı ve Siyah, Parma Manastırı FLAUBERT * Realizmin en önemli temsilcilerindendir * Kuvvetli bir üslubu vardır. * En önemli eserleri Madam Bovary, Salambo, Duygusal Eğitim MAUPASSANT * Hikâye dalında kendine ait bir tarz oluşturmuştur. * En önemli eserleri Tombalak, Ayışığı, Bir Hayat, Güzel Dost, Ölüm Gibi Kuvvetli, KalbimizBOUDELAİRE * Şiirlerinde kusursuz bir biçim sunmuştur. * En önemli eseri Kötülük Çiçekleri adlı eserdir. ALMAN EDEBİYATI GOETHE * Şiir, tiyatro, roman dallarında eser vermiştir. * Dünya edebiyatının en önemli yazarlarındandır. * Romantizmin kurucularındandır. * Lirik şiirler yazmıştır. * En önemli eseri Faust'tur. * Ayrıca Genç Warter'in Istırapları, Roma Elejileri SCHİLLER * Romantizmin temsilcilerindendir. * En önemli eserleri Wilhem Tell, Don Carlos, Haydutlar, Maria Stuart 'tır. İNGİLİZ EDEBİYATI SHAKESPEARE * Dünyanın en büyük tiyatro yazarlarındandır. * Komedi ve dram türlerinde eser vermiştir. * Eserlerinde nazım ve nesir karışık kullanılmıştır. * Romeo ve Jüliet, Hamlet, Macbeth, Othello, Kral Lear dramlarından biridir. * Venedik Taciri, Yanlışlıklar Komedyası, Vindsor'lu Şen Kadınlar komedilerinden bazılarıdır. MİLTON * Tasvir ve ruh çözümlemelerini oldukça ustaca kullanmıştır. * En önemli eseri Kaybolmuş Cennet' DEFOE * Maceracı bir kimliğe sahiptir * En önemli eseri Robinson Crusoe'dir. SWİFT * Toplum içindeki aksaklıkları işlemiştir. * En önemli eseri Güliver'in Gezileri' EDEBİYATI PUŞKİN * Romantizmin temsilcilerindendir. * Çeşitli dallarda eser vermiştir. * En önemli eserleri Kafkas Esiri, Yüzbaşının Kızı, Çingeneler, Maça Kızı, Bahçesaray Çeşmesi'dir. TURGENYEV * Realist bir yazardır. * Bir Avcının Notları, Babalar ve Oğullar, Rudin, Taşralı Kadın eserlerinden bazılarıdır. DOSTOYEVSKİ * Dünyanın en büyük romancılarındandır. * Derin bir insan sevgisi vardır. * Yoksul insanların hayat koşullarını işlemiştir. * Suç ve Ceza, Ölü Bir Evden Hatıralar, Budala, Karamazov Kardeşler en tanınan eserleridir. TOLSTOY * Edebiyat dünyasının en usta kalemlerindendir. * Kuvvetli ve bilge bir üslubu vardır. * Savaş ve Barış, Hacı Murat, Anna Karanina, Yaşayan Ölü, İvan İliç'in Ölümü, Ölümden Sonra Dirilme, Karanlığın Kudreti en önemli EDEBİYATI MARK TWAİN * Çeşitli dallarda eser vermiştir. * Mizahçıdır. * Eserlerindeki karakterler oldukça canlıdır. * Tom Savyer'in Maceraları, Mississipi'de Yaşam Huclerbery'in Maceraları en önemli ALLAN POE * Şiirleri ünlü olmakla beraber hikâye de yazmıştır. * Kuzgun, Annabel Lee ve Çanlar şiir kitaplarıdır. * Acayip ve Çapraşık Hikâyeler de hikâye kitabıdır. ERNEST HEMİNGVAY * Modern Amerikan edebiyatının en önemli yazarlarındandır. * Nobel ödülü almıştır. * Çanlar Kimin İçin Çalıyor? Silahlara Veda ,İhtiyar Adam ve Deniz eserlerinden bazılarıdır. JOHN STEİNBECK * İşçi haklarını savunmuştur. * Realist bir yazardır. * Nobel ödülü almıştır. * Eserleri Bitmeyen Kavga, Gazap Üzümleri, Yukarı Mahalle, Fareler ve İnsanlar İSKANDİNAV EDEBİYATI KANT HAMSUN * Genellikle kendi çevresini işlemiştir. * Tasvir gücü oldukça gelişmiştir. * Açlık, Pan, Victoria, Dünya Nimeti en önemli eserleridir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Kaynak aLıntıLar 2. ÜNİTE HİKÂYE ÖYKÜ Ünite Konuları A- 1923-1940 Cumhuriyet Dönemi Hikâyesi B- 1940-1960 Cumhuriyet Dönemi Hikâyesi - Toplumcu-Gerçekçi Hikâyeler - Bireyin İç Dünyasını Ele Alan Hikâyeler - Milli-Dini Duyarlılıkları Yansıtan Hikâyeler - Modernist Hikâyeler C- Hikayelerde Anlatım Teknikleri HİKÂYE ÖYKÜ Hikâye, yaşanmış ya da yaşanması mümkün olan olayları veya durumları ilgi çekici bir biçimde anlatan kısa yazılardır. Hikâye, insan yaşamının bir bölümünü yer ve zaman kavramına bağlayarak ele alan düzyazı türüdür. Bir hikâyede olay ya da durum söz konusu olmalı; kişilere bağlanmalı, olay ya da durumun ortaya konduğu yer ve zaman belirtilmeli; bunlar sürükleyici ve etkileyici bir anlatımla ortaya konmalıdır. Not Öyküde, olayın geçtiği yer sınırlı, anlatım özlü ve yoğundur. Karakterler belli bir olay içinde gösterilir. Bu karakterlerin de çoğu zaman sadece belli özellikleri yansıtılır. Hikâyenin yapı unsurları Olay örgüsü, kişiler, mekan ve zaman… Hikâyede Plan Serim, düğüm, çözüm HİKÂYENİN UNSURLARI 1- Olay Olay, anlatmaya bağlı edebî metinlerin en önemli öğesidir. Edebî metinlerde anlatılan olaylarla gerçek hayatta bire bir karşılaşmak mümkün değildir. Çünkü anlatılanlar kurgulanmış olaylardan ibarettir. Edebî metinlerdeki gerçekliğin doğal gerçeklikten farkı, "kurmaca bir gerçeklik" olmasıdır. 2- Kişiler Öyküdeki olayları ya da durumları kişi veya kişiler yaşar. Öyküde kişi sayısı azdır. Öyküdeki kişilerin fiziksel ve ruhsal durumları uzun uzun anlatılmaz; sadece olayla ilgili belirgin yönleri verilir. Öykü kişileri yalnızca insanlar arasından seçilmez. Canlı, cansız bütün varlıklar öykünün kişisi olabilir. 3- Zaman Olayların başlaması, gelişmesi, son bulması belli bir zamanda olur. Bazı öykülerde zaman verilmez, sezdirilir. Öykücü zamanı bir düzen içinde vermeyebilir. Olayın veya durumun son bulmasından başlayarak olayın başlama noktasına doğru gelinebilir. 4- Mekan Yer Öykülerde olay veya durum belli bir yerde geçer. Çevre, uzun betimlemelerle verilmez; öyküyü ilgilendiren yönüyle verilir. Olay veya duruma bağlı olarak öyküdeki yer değişse de çevre betimlemesi kısa tutulur. 5- Çatışma Hikâyede olay iki zıt gücün mücadelesi şeklinde ortaya çıkar. Bu mücadele kişiler arasında olabileceği gibi, aynı kişide de toplanabilir. Bu durumda çatışma daha çok kişinin kendi içinde olur. Yani psikolojik bir özellik gösterir. Hikayelerde çoğunlukla bir çatışma söz konusudur. Hemen her hikâye bir çatışma yani bir problem üzerine kuruludur. Örneğin bir hikâyede cinayetten söz ediliyorsa cinayeti kimin işlediği, amacı, çevresindekilere karşı tavrı ya da vicdanıyla mücadelesi bir çatışma halinde verilir. Çatışma, hikayedeki kişi ya da kişilerin çevresiyle olabildiği gibi kendi iç dünyasında da olabilir. Hikâye kişilerinin çevresiyle olan çatışmasına dış çatışma, kendi iç dünyası, vicdanıyla olan çatışmasına ise iç çatışma adı verilir. 6- Dil ve Anlatım Öyküde akıcılığı sağlayan dildir. Bu da yazarın dili kullanma yeteneğine bağlıdır. Dilin kullanımı yazardan yazara değişir; çünkü her yazarın üslûbu farklıdır. Öykü, ya birinci tekil kişinin ağzından ya da üçüncü tekil kişinin ağzından anlatılır. Öyküde bütünlüğü sağlayan öğelerden biri de dil ve anlatımdır. Not Bir öykü yazarının dil ve anlatım özellikleri belirlenirken cümle yapıları, kelime kadrosu, akıcılık, nesnellik, öznellik, duygusallık, coşkunluk gibi hususları dikkate almak gerekir. 7- Anlatıcı Anlatıcı, edebî metinlerde anlatıcı, kurmacanın sınırları içinde varlığından söz edilen kişidir. Anlatıcı, yazar ile kurmaca metin arasındaki kişidir. Üç çeşit anlatıcının bakış açısı vardır a Kahraman Anlatıcı Bakış Açısı Bu bakış açısında anlatıcı, eserin kişilerinden biridir. b Gözlemci Anlatıcı Bakış Açısı Gözlemci anlatıcı olayların akışını etkilemez, yalnızca bir aktarıcıdır. Amacı okuyucunun anlatılanları daha iyi anlamasını sağlamaktır. c İlahi Anlatıcı Bakış Açısı Anlatıcının her şeyi bilip her şeye hâkim olduğu bakış açısıdır. Anlatıcı, kahramanların zihinlerine ve iç dünyalarına girer. HİKÂYELERDE KULLANILAN ANLATIM TEKNİKLERİ 1- Anlatım Tekniği Anlatma tekniğinde okuyucu ile eser arasına anlatıcı girer. Okuyucu hemen her şeyi anlatıcı kanalıyla görür ve öğrenir. Okuyucunun dikkati anlatıcı üzerinde yoğunlaşır. Örnek Mahalle kahvesinin önündeki setin üstü sanki ufak bir bahçecikti. Ortada küçük bir havuz, içinde gazoz şişeleri, etrafında biraz çimen, kınar çiçekleri. Kapının sağ tarafında bazısı giyimli, birtakım da gecelik entarileri, şam hırkaları iler dört beş kişi İstanbul'un son zelzesinden konuşuyorlardı. Memduh Şevket Esendal-Pazarlık Hikayesi 2- Gösterme sahneleme Tekniği Olaylar, kişiler, varlıklar okuyucuya doğrudan sunulur. Anlatıcı okuyucuyla eser arasına girmez. Okuyucunun dikkati eser üzerinde yoğunlaşır. Örnek Faik Efendi kaşlarını kaldırıp düşündü. Dinleyenler gülümsediler. İmamın oğlu Rıza dedi ki "Faik Bey ağzın kızdı da ölçüyü kaçırdın" Memduh Şevket Esendal-Pazarlık Hikayesi 3- Özetleme Tekniği Daha çok eski klasik eserlerde görülen bu teknikte, varlığı kuvvetle hissedilen anlatıcının olayları, kişileri veya hakkında bilgi vermek istediği herhangi bir şeyi özetleyerek anlatması esastır. Çağdaş romancılar bu ışı "bilinç akımı"," veya " iç monolog" tekniklerinden yararlanarak yaparlar. Örnek "Ali Rıza Bey, Babıali yetişmelerinden bir mülkiye memuruydu. Otuz yaşına kadar Dahiliye kalemlerinden birinde çalışmıştı." Reşat Nuri Güntekin-Yaprak Dökümü 4- Tasvir Betimleme Betimleme en yalın biçimiyle sözcüklerle resim çizme işidir. Varlıkların niteliklerini, bu varlıkların duyularımız üzerinde uyandırdıkları izlenimleri belirtmektir. Örnek Büyük kubbeli serin divan, bugün daha sakin, daha gölgeliydi. Pencerelerinden süzülen mavi, mor, sincap rengi bahar aydınlığı, çinilerinin yeşil derinliklerinde birikiyor, koyulaşıyordu. Yüksek ipek şiltelere diz çökmüş yorgun vezirler, önlerindeki halının renkli nakışlarına bakıyorlar, uzun beyaz sakalını zayıf eliyle tutan yaşlı sadrazamın sönük gözleri, çok uzak, çok karanlık şeyler düşünüyor gibi, var olmayan noktalara dalıyordu. Ömer Seyfettin-Pembe İncili Kaftan 5- Portre Kişilerin dış görünüşlerini fiziksel ve karakterlerini ruhsal durum tanıtan betimlemedir. Kişi betimlemelerine portre denir. Portre; fiziksel portre ve ruhsal portre olarak ikiye ayrılır. a. Fiziksel portre Kişilerin dış görünüşlerinin anlatıldığı betimlemedir. Betimlemede kişiyi, diğer kişilerden ayıran fiziksel özellikler belirtilir. Portresi çizilen kişi hakkında özel görüş ve izlenimler de verilebilir. b. Ruhsal portre Kişilerin karakter özelliklerinin anlatıldığı betimlemedir. 6- Bilinç Akışı Kişilerin duygu ve düşüncelerini, herhangi mantıki bir bağ ve gramer kuralı endişesi taşımaksızın, düzensiz bir şekilde ve çağrışım ilkesi paralelinde doğrudan doğruya okuyucuya aktarmaktan ibarettir. Aynı zamanda insanların tanıtılmasında da kullanılan bu teknikte yazar, okuyucuyu kahramanın iç dünyası ile baş başa bırakmayı hedefler. 7. İç monolog Kahramanın iç dünyasında kendisini muhatap alarak konuşmasıdır. 8. İç çözümleme İç çözümleme anlatı türleri içerisinde kahramanların iç dünyası, duygu, düşünce ve hayallerinin ifade edildiği bir anlatım tekniğidir. Bu çözümleme tekniği bilinç akışı tekniğiyle karıştırılabilmektedir. Bu teknik roman sanatında çokça kullanılır. Örnek “Eve gitse, biliyordu, gece yarısına dek başka bir şey yapamadan, yukarıdakilerin patırtısına sövecekti… Bol gürültülü, bol dumanlı meyhanelerden birine girdi. Tezgâhın önünde bir boş yer bulup oturdu. Yaklaşan garsona, - Şarap, dedi. Garson, sanki salt onun için buradaymış gibi eğildi. Sanki ötekiler duyacak diye korkuyordu.” Yusuf Atılgan-Aylak Adam 9- Diyalog Öykü kişilerinin karşılıklı konuşmalarına dayanır ve sıkça kullanılan bir anlatım tarzıdır. 10- Geriye Dönüş Bir eserde olayların zaman sırasını bozarak geçmiş bir zamana ya da olaya dönme yoludur. NOT Bunlardan başka ayrıca leitmotif, montaj, fotoğraf kamera, mektup, günlük, otobiyografi vb. anlatım teknikleri vardır. HİKÂYE TÜRLERİ Durum Kesit Hikayesi • Bir olayı değil günlük yaşamın herhangi bir kesitini ele alıp anlatan öykülerdir Serim, düğüm, çözüm planına uyulmaz • Belli bir sonucu da yoktur. • Merak ve heyecandan çok duygu ve hayallere yer verilir; fikre önem verilmez, kişiler kendi doğal ortamlarında hissettirilir. • Olayların ve durumların akışı okuyucunun hayal gücüne bırakılır. • Bu tarzın dünya edebiyatında ilk temsilcisi Rus yazar Anton Çehov olduğu için “Çehov Tarzı Hikaye” de denir. • Bizdeki en güçlü temsilcileri Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şevket Esendal ve Tarık Buğra’dır. Olay öyküsü “Maupassant tarzı öykü” • Bu tarz öykülere “klasik vak’a öyküsü” de denir. • Bu tür öykülerde olaylar zinciri, kişi, zaman, yer öğesine bağlıdır. • Olaylar serim, düğüm, çözüm sırasına uygun olarak anlatılır. • Olay, zamana göre mantıklı bir sıralama ile verilir, düğüm bölümünde oluşan merak, çözüm bölümünde giderilir. • Bu teknik, Fransız sanatçı Guy de Maupassant Guy dö Mopasan tarafından geliştirildiği için bu tür öykülere “Maupassant tarzı öykü” de denir. • Türk edebiyatında bu tarz öykücülüğün en büyük temsilcisi Ömer Seyfettin’dir. Ayrıca Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu Orhan Kemal, Samim Kocagöz, Necati Cumalı, Talip Apaydın da olay türü öykücülüğünün temsilcileri arasındadır. OLAY VE DURUM HİKAYESİ FARKLARI Olay Hikâyesi Serim, düğüm, çözüm bölümlerinden oluşan düzenli bir planı vardır. Olay ağırlıklıdır. Merak ögesi canlı tutulmuştur. Hikâye beklenmedik bir sonla bitirilmiştir. Durum Hikâyesi Serim, düğüm, çözüm planına uyulmamıştır. Durum ağırlıklıdır. Merak ögesi ön plana çıkarılmamıştır. Hikâyede bitmemişlik duygusu söz konusudur. HİKAYE TÜRÜNÜN GELİŞİMİ Dünya edebiyatında hikâye türünün ilk örneği, İtalyan yazar Boccaccio’nun Bokaçyo Decameron Hikâyeleri Hikâyeleri Dekameron kabul edilir. 18. yüzyılda Voltaire Volter, hikâye türünde eserler vermiştir. 19. yüzyılda romantizm ve realizm akımlarının etkisiyle de Batı’da hikâye türü karakteristik özelliklerine ulaşmıştır. Alphonse Daudet Alfons Dode, Guy de Maupassant Giy di Mupason gibi sanatçılar bu türde eser veren sanatçılardır. Guy de Maupassant klasik hikâye türünün temsilcisidir. Rus yazar Anton Pavloviç Çehov Anton Pavloviç Çehov ise durum hikâyesinin temsilcisidir. Edebiyatımızda destan, masal, halk hikâyesi, meddah hikâyeleri, mesneviler hikâyeciliğimizin ilk örnekleri olarak verilebilir. Batılı tarzda ilk hikâye örnekleri edebiyatımızda Tanzimat Dönemi’nden itibaren verilmeye başlanmıştır. Tanzimat’tan sonra Edebiyatıcedide Dönemi’nde de tekniğin güçlü olduğu hikâyeler yazılmıştır. Millî Edebiyat Dönemi’nde ise sanatçılar millî kaynaklara yönelmişler; millî tarihi, Anadolu’nun sosyal hayatından konuları hikâyelerde ele almışlardır. KISACA TÜRK EDEBİYATINDA HİKAYE Hikâye, Türk edebiyatında Tanzimat Dönemi’nde Batı’dan girmiş ve bu türün ilk örnekleri bu dönemde yazılmaya başlanmıştır. Edebiyatımızdaki ilk yerli hikâye örnekleri Ahmet Mithat Efendi’nin yazdığı Letâif-i Rivâyât ve Kıssadan Hisse’dir. 1870 Batılı anlamda ilk hikâye Sami Paşazade Sezai’nin Küçük Şeyler adlı eseridir. Türk edebiyatında Ömer Seyfettin Maupassant Mupason tarzı hikâyenin, Sait Faik Abasıyanık da Çehov tarzı hikâyenin öncüsü kabul edilir CUMHURİYET DÖNEMİ HİKAYELERİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ Milli Edebiyat’la başlayan halka inme, Anadolu’yu tanıma çabası bu dönemin edebiyatında ana ilkelerden olmuş, Türk halkının her kesimi edebiyata girmiştir. Artık edebiyat İstanbul’un sınırlarını tamamen aşmıştır. Gözlemci ve gerçekçi bir anlayışla eser verilmiştir. Konular ülkemizin ve insanımızın somut koşullarından çıkarılmıştır. İnsanımızın gerçeklerine eğilme esastır. Olayların yaşandığı çevre oldukça genişlemiştir. Süssüz, anlaşılır, akıcı bir dil kullanılmıştır. Anadolu ve Anadolu halkı, maziyle hesaplaşma, işçi-işveren ilişkileri, bireyin iç dünyası, yoksulluk vb. temalar işlenmiştir 1946-1980 arası dönemde bu temalara yenileri de eklenmiştir. 1923 - 1940 YILLARI CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE HİKÂYE Millî Edebiyat sanatçılarının da eser vermeye devam ettiği Cumhuriyet Dönemi'nin ilk yıllarında daha çok, gözlemci gerçekçiliğe dayalı hikâyeler yazılmıştır. Bu dönemde bazı sanatçılar hikâyelerinde toplumsal konuları, Cumhuriyet devrimlerini, yeni kurum ve değerleri ele alırken bazıları da bireyin iç dünyasını esas alan hikâyeler yazmıştır. Hikâye bu dönemde bağımsız bir tür olarak görülmüş, olay hikâyesi tarzında hikâyelerin yanında Memduh Şevket Esendal’la başlayan ve Sait Faik Abasıyanık’la devam eden durum hikâyeleri yazılmaya başlanmıştır. Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Reşat Nuri Güntekin gibi Cumhuriyet Dönemi’nin ilk yıllarının roman yazarları, hikâye türünde de eserler yazmışlardır. Ancak dönemin ilk yıllarında hikâye türüne daha çok ağırlık veren yazar, Reşat Nuri Güntekin’dir. Reşat Nuri’yi izleyerek ilk hikâye kitaplarını 1923 - 1940 yıllarında yayımlayan yazarlar Kenan Hulusi Koray, Sadri Ertem, Sabahattin Ali ve Sait Faik Abasıyanık’tır. Bu dönemde sanatın toplum üzerinde bir işlevinin olması gerektiği düşüncesi egemen olmaya başlamıştır. Bu anlayışla da hikâyeler yazılmaya başlanmıştır. Bu dönemde hikaye yazarları ve eserleri Reşat Nuri Güntekin’in Leyla ile Mecnun; Fahri Celalettin Göktulga’nın Telak-ı Selase; Ercüment Ekrem Talu’nun Teravihten Sahura; Nahid Sırrı Örik’in Eski Resimler; Sadri Ertem’in Bacayı İndir Bacayı Kaldır; Memduh Şevket Esendal’ın Otlakçı, Pazarlık; Sabahattin Ali’nin Ses, Kamyon; Sait Faik Abasıyanık’ın Son Kuşlar, Lüzumsuz Adam adlı eserleri tanınmış hikâye örneklerindendir. 1940 - 1960 YILLARI CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE HİKÂYE 1940 - 1960 yılları Cumhuriyet Dönemi’nde ele alınan konuların çeşitliliği artmış, daha çok gözleme dayanan gerçekçi hikâyeler yazılmıştır. Anadolu’ya, halkın yaşamına ağırlık verilmeye başlanmıştır. Bu dönemin hikâyelerinde “millî–dinî duyarlılık”, “toplumcu–gerçekçi anlayış” ve “bireyin iç dünyasını esas alan anlayış” gibi bazı eğilimler görülmektedir. 1940’lı yıllarda Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun durumu, İkinci Dünya Savaşı sonrası toplumsal sorunlar hikâyelerde işlenmiştir. Bu dönemde Aka Gündüz, Bahaeddin Özkişi gibi sanatçılar millî–dinî duyarlılığı yansıtan hikâyeler yazmışlardır. Millî–dinî duyarlılığı yansıtan eğilimdeki yazarlar hikâyelerde Millî Mücadele, Doğu–Batı çatışması, ahlaki bozukluklar gibi konuları ele almışlardır. 1950’li ve 1960’lı yıllarda daha çok yazar ve eser ortaya çıkmıştır. Memur, işçi, köylü, kasabalı ve şehirlerin kenar mahallelerindeki insanların sorunları toplumcu–gerçekçi yönelimle hikâyelerde işlenmiştir. Sadri Ertem, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Fakir Baykurt, Samim Kocagöz, Talip Apaydın gibi yazarlar bu yönelime bağlı eserler vermişlerdir. Sonraki zaman dilimlerinde insanın yaşam kavgası, kadının toplumdaki yeri ve çocuklar önem kazanmaya başlamış; Peyami Safa, Memduh Şevket Esendal, Tarık Buğra, Cevat Şakir Kabaağaçlı, Sabahattin Kudret Aksal gibi yazarlar bireyin iç dünyasını esas alan anlayışla insan gerçekliğini psikolojik yönüyle yansıtan hikâyeler yazmışlardır. Devamı için tıklayınız.... 11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Notları 2. Ünite Hikaye, Öykü, Unsurları, Anlatım Teknikleri, Türleri Oleh Deneme, Eleştiri, Gezi yazısı, Haber Yazısı, Hatıra, anı, Makale, Mektup, Roman, Sohbet, söyleşi, Tartışma, Biyografi, Fıkra, köşe yazısı, Günlük, Halk Hikayeleri, Hikaye, öykü, Masal, Mesnevi, Röportaj, Sunum, Tiyatro, Destan, düz yazı türleri, edebi türler. NESİR-DÜZ YAZI TÜRLERİ KOLAY ERİŞİMİ Deneme, Eleştiri, Gezi yazısı, Haber Yazısı Hatıra anı, Makale, Mektup, Roman Sohbet söyleşi, Tartışma, Biyografi Fıkra köşe yazısı, Günlük, Halk Hikayeleri Hikaye öykü, Masal, Mesnevi, Röportaj Sunum, Tiyatro, Destan NESİR - DÜZ YAZI TÜRLERİ, HİKÂYE ÖYKÜ Tanımı Yaşanmış ya da yaşanabilecek şekilde tasarlanan olayları kişilere bağlı olarak belli bir yer ve zaman içinde anlatan türe hikâye diyoruz. Hikâyeye bugünkü anlamda ilk edebi kimlik kazandıran İtalyan yazar Boccacio’dur. 16. yüzyılda yazdığı “Decameron” adlı eseriyle ilk öykü örneğini vermiştir. Bizde, destanlar, halk hikâyeleri ve masallarla eski bir temeli olan bu tür, 14. ve 15. yüzyılda “Dede Korkut Hikâyeleri” ile çağdaş hikâye tekniğine yaklaşmıştır. Hikaye, 19. yüzyılda Tanzimat’la birlikte Türk edebiyatına girmiştir. Batılı anlamda ilk hikaye örneğini Ahmet Mithat Efendi “Letaif-i Rivayet adlı eserini yazarak Edebiyatı'nda yayınlanmış ilk öykü ise kitabı Emin Nihat Tarlan'ın Müsameratname'dir. HİKÂYENİN UNSURLARI 1 OLAY Hikâyede üzerinde söz söylenen yaşantı ya da durumdur 2 KİŞİLER Olayın oluşmasında etkili olan ya da olayı yaşayan insanlardır. Olayı asıl yaşayan ana kişiler ve bu ana kişilere yardımcı olan yardımcı kişiler olmak üzere ikiye ayrılır. 3 YER Olayın yaşandığı çevre veya mekândır. Açık mekan ve kapalı mekan olmak üzere ikiye ayrılır. 4 ZAMAN Olayın yaşandığı dönem, an mevsim ya da gündür. 5 DİL VE ANLATIM Hikâyenin dili açık, akıcı ve günlük konuşma dilinden farklı olarak, etkili sözcük, deyim atasözü ve tamlamalarla zenginleştirilmiş güzel bir dil olmalıdır. Anlatım ise iki şekilde olur a Hikâye kahramanlarından birinin ağzından yapılan, yani olayı yaşayan kişinin ağzından yapılan “birinci kişili ben” anlatım b Olayı dışarıdan gören, izleyen kişinin yani yazarın ağzından anlatılan “üçüncü kişili o” anlatım HİKÂYEDE PLÂN Hikâyenin planı da diğer yazı türlerinde olduğu gibi üç bölümden oluşur; ancak bu bölümlerin adları farklıdır. Bunlar 1 SERİM Hikayenin giriş bölümüdür. Bu bölümde olayın geçtiği çevre, kişiler tanıtılarak ana olaya giriş yapılır. 2 DÜĞÜM Hikayenin bütün yönleriyle anlatıldığı en geniş bölümdür. 3 ÇÖZÜM Hikayenin sonuç bölümü olup merakın bir sonuca bağlanarak giderildiği bölümdür. Ancak bütün hikayelerde bu plân uygulanmaz, bazı öykülerde başlangıç ve sonuç bölümü yoktur. Bu bölümler okuyucu tarafından tamamlanır. ÖYKÜ ÇEŞİTLERİ 1 OLAY KLASİK VAK’A HİKÂYESİ Bir olayı ele alarak, serim, düğüm, çözüm plânıyla anla-tıp bir sonuca bağlayan öykülerdir. Kahramanlar ve çevrenin tasvirine yer verilir. Bir fikir verilme-ye çalışılır; okuyucuda merak ve heyecan uyandırılır. Bu tür, Fransız yazar Guy de Maupassant Guy dö Mopasan tarafından yaygınlaştırıldığı için “Mopasan Tarzı Hikâye”de denir Bu tarzın bizdeki en önemli temsilcileri Ömer Seyfettin, Refik Halit Karay, H. Rahmi Gürpınar ve Reşat Nuri Güntekin’dir. 2 DURUM KESİT HİKÂYESİ Bir olayı değil günlük yaşamın herhangi bir kesitini ele alıp anlatan öykülerdir. Serim, düğüm, çözüm planına uyulmaz. Belli bir sonucu da yoktur. Merak ve heyecandan çok duygu ve hayallere yer verilir; fikre önem verilmez, kişiler kendi doğal ortamlarında hissettirilir. Olayların ve durumların akışı okuyucunun hayal gücüne bırakılır. Bu tarzın dünya edebiyatında ilk temsilcisi Rus yazar Anton Çehov olduğu için “Çehov Tarzı Hikâye” de denir. Bizdeki en güçlü temsilcileri Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şevket Esendal ve Tarık Buğra’dır. 3 MODERN HİKÂYE Diğer öykü çeşitlerinden farklı olarak, insanların her gün gördükleri fakat düşünemedikleri bazı durumların gerisindeki gerçekleri, hayaller ve birtakım olağanüstülüklerle gösteren hikâyelerdir. Hikâyede bir tür olarak 1920’lerde ilk defa batıda görülen bu anlayışın en güçlü temsilcisi Fransız Kafka’dır. Bizdeki ilk temsilcisi Haldun Taner’dir. Genellikle büyük şehirlerdeki yozlaşmış tipleri, sosyal ve toplumsal bozuklukları, felsefi bir yaklaşımla, ince bir yergi ve yer yer alay katarak, irdeler biçimde gözler önüne serer. Yazı Türleri ve Özellikleri A. Düz Yazı Nesir Türleri Duygu ve düşüncelerin, uyak ve ahenk olmadan cümlelerle anlatıldığı yazılardır. > Olay, düşünce fikir ve bildirme yazıları olmak üzere üçe ayrılır. 1. Olay Yazıları Bir olayın, yer ve zaman belirtilerek, kahramanların çevresinde kurgulanmasına olay yazıları denir. Olay yazılarında genellikle öyküleyici anlatım tekniğini kullanılır. Özellikle romanlarda betimleyici anlatıma da sık sık başvurulur. Masal Olağanüstü olaylarla süslü, olağanüstü kişilerin başından geçen, zaman ve yer kavramları belirli olmayan hayalî olayların anlatıldığı yazılara masal denir. > Masalda eğiticilik ve öğreticilik esastır. > Masallardaki olaylar gerçeğe uymaz. > Kahramanlar olağanüstü özelliklere sahiptir. > Masalın geçtiği yer ve zaman belirsizdir. > Masallar tekerlemeyle başlar. > Masaldaki karakterler; cinler, periler, devler ve hayvanlar olabilir. > Masalların sonunda iyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır. > Ulusal konulara yer verilmez, evrensel konular ve mesajlar içerir. Fabl Öykünce İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıklara insan özelliği verilerek başlarından geçen olayların insanlara ibret dersi verecek şekilde anlatıldığı kısa yazılara fabl denir. > Sonunda ders verme amacı güden yazılardır. > Genellikle hayvanlar ve bitkiler konuşturulur. > Fabl kahramanları insanlar gibi düşünür, insanlar gibi konuşur ve tıpkı insanlar gibi davranır. > Dünyanın en ünlü fabl yazarları Ezop, La Fontaine ve Beydeba’dır. Örnekler » Yengeç ana, yavrusunu sürekli uyarıyormuş – Şunu böyle yapma, bunu böyle yapma! Öyle eğri büğrü yürüme, doğru dürüst yürü!.. Canına tak eden yavru yengeç, anasına şöyle demiş – Peki, sen doğru dürüst yürü önümden de ben de yürümek nasılmış öğreneyim! Hikâye Öykü Olmuş veya olabilecek olayları belli bir plan çerçevesi içinde yer ve zamana bağlı olarak anlatan yazı türüne hikâye öykü denir. > Yaşanmış ya da yaşanabilir olaylar anlatılır. > Dar bir zaman dilimini kapsar. > Olayla ilgili yer ve zaman bellidir. > Romana göre kısa eserlerdir. > Karakter sayısı azdır. > Serim, düğüm ve çözüm bölümlerinden oluşur. > Kısa soluklu eserlerdir. > Olay, başlangıçtan sonra doğru giden bir olayın bir anlık parçasıdır. Roman Toplumların ve fertlerin başından geçmiş veya geçmesi mümkün olayları geniş olarak, ayrıntılarıyla anlatan yazı türüne roman denir. > Yaşanmış ya da yaşanabilir olaylar anlatılır. > Geniş bir zaman dilimini kapsar. > Olayla ilgili yer ve zaman bellidir. > Hikâyeye göre uzun eserlerdir. > Karakter sayısı fazladır. Hikaye ile Roman Arasındaki Farklar 1 Hikâye türü, romandan daha kısadır. 2 Hikâyede temel öge olaydır. Romanda ise temel öge karakter, yani kişidir. Hikâyeler olay üzerine kurulur, romanlar ise kişi üzerine kurulur. 3 Hikâyede tek olay bulunmasına karşılık romanda birbirine bağlı olaylar zinciri vardır. Romandaki olaylardan her biri hikâyeye konu olabilir. 4 Hikâyede kahramanların tanıtımında ayrıntıya girilmez, kahramanlar her yönüyle tanıtılmaz. Romandan farklı olarak hikâyede kişiler sadece olayla ilgili yönleriyle anlatılır. Bu yüzden hikâyelerdeki kişiler bir karakter olarak karşımıza çıkmaz. 5 Öyküde, olayın geçtiği yer çevre sınırlıdır ve ayrıntılı olarak anlatılmaz. Romanlarda olaylar çok olduğu için olayların geçtiği çevre de geniştir. Bu çevreler çok ayrıntılı olarak anlatılır. 6 Hikâyeler kısa olduğu için anlatım yalın, anlaşılır ve özlüdür. Romanlarda ise anlatım daha ağır ve sanatlıdır. Destan Bir ulusun kahramanlıklarını, savaşlarını, büyük toplumsal olaylarını anlatan ve genellikle şiir nazım biçiminde oluşturulan eserlere destan denir. > Yazı türleri içinde en uzun olanıdır. > Efsaneden sonra bilinen en eski türdür. > Sözlü edebiyat ürünüdür; ancak sonradan yazıya geçirilen destanlar da vardır. > Olağanüstü olaylar ve kahramanlar vardır. > Destan kahramanları yarı tanrısal nitelikler taşıyan han, hakan ve kağan gibi kişilerdir. > Destanlar doğal ve yapay suni olmak üzere ikiye ayrılır a. Doğal Destanlar Halk ozanlarının büyük toplumsal olayları anlattıkları destanlardır. Doğal destanların yazarı belli değildir, yani anonimdir. b. Yapay Suni Destanlar Yazarı belli olan, daha yakın zamanda yazılan ve olağanüstü durumlara daha az yer veren destan türüdür. Efsane Söylence Halkın duygu, düşünce ve hayal dünyasında doğarak ağızdan ağıza dolaşan, gelenek ve göreneklerin oluşumunu etkileyen hikayelere efsane denir. > Hayal gücünün ürünü ve bilinen en eski türdür. > Eski dönemlerde tabiat olaylarının nedenlerini bilmeyen insanlar, bu olayları açıklama gereği hissetmişlerdir. Yağmurun yağması, gök gürültüsü, şimşek çakması gibi birçok olayı kendilerine göre yorumlamışlar, efsaneler vasıtasıyla bunlara açıklık getirmişlerdir. > Efsanelerde kahramanlar Tanrı, ruh, melek gibi kavramlar bazen de taş, kaya, dağ gibi doğa parçası unsurlardır. Bu kahramanlar hikayelerde kişileştirilirteşhis ve konuşturulurintak. Efsane ile Destan Arasındaki Farklar 1 Destanlardaki olayları tarih sayfalarında bulmamız mümkündür. Ama bunu efsane için her zaman söyleyemeyiz. 2 Destanlar genellikle şiir manzum biçiminde yazılırken, efsaneler düz yazı nesir biçimindedir. 3 Destanlar milletlerin yaşamış olduğu önemli olayları konu alır. Bu bakımdan bu önemli olayları bir tarihi gerçeklik olarak görebiliyoruz. Ancak bunu bütün efsaneler için söylememiz mümkün değildir. 4 Efsanelerin benzerlerini başka milletlerde de bulabiliriz. Fakat destanlar milli oldukları için benzerleri olamaz, sadece bir millete aittirler. Efsane ile Masal Arasındaki Farklar 1 Masallar tamamen olağanüstü, olağandışı olayları anlatırken efsaneler toplumsal olaylarla ilgili insanların doğaüstü olaylara karşı verdiği savaşı anlatır. 2 Masallar her zaman mutlu sonla biterken efsaneler her zaman mutlu sonla bitmez. 3 Masalın amacı eğiticilik, efsanenin amacı ise bazı olaylara açıklık getirmektir. Anı Hatıra Yaşanmış olayların, üzerinden zaman geçtikten sonra yazıldığı yazı türüne anı hatıra denir. > Bir kişinin yaşadığı veya tanık olduğu olaylar anlatılır. > Yazar, olayları kendi bakış açısından anlatır > Geçmişe ışık tutar. > Tarihsel olayların öğrenilmesine katkıda bulunur. Günlük Günce Düzenli bir biçimde yazılan, tarih atılan günlük notlara, bir yazarın yaşamı boyunca günü gününe yazdığı yazılara günlük denir. > Olaylar günü gününe, tarih belirtilerek yazılır. > Kısa yazılardır. > Kaleme alan kişinin yaşamından izler taşır. > İçten ve sevecendir. Anlatımda “iç konuşma” yöntemi kullanılır. Günlük ile Anı Arasındaki Farklar 1 Günlükte olaylar günü gününe yazılırken anı da geçmişteki olaylar anlatılır. Bir bakıma günlük geleceğe yönelik, anı ise geçmişe yöneliktir. Tiyatro Dram, komedi, trajedi gibi sahnede oynanmak üzere yazılan edebiyat türlerinin ortak adına tiyatro denir. Ayrıca yazılan eserlerin sahnede oynanmasına ya da bu tür eserlerin oynandığı binaya da tiyatro denir. > Genellikle oynanmak için yazılır. Okunmak için yazılan tiyatro türleri de vardır. > Olayları oluş hâlinde gösterir. > Konuşma ve eyleme dayanan bir türdür. > İnsana ders vermek, onu düşündürmek onu yorum yapmaya yönlendirmek amacı taşır. > Tiyatronun unsurları “Yazar, eser, oyun ve seyirci”dir. > Tiyatronun temel ögeleri “Olay, yer, zaman ve kişiler”dir. Tiyatro Terimleri Opera Orkestra eşliğinde söylenen, tüm sözleri bestelenmiş oyun. Operet Yergi içerikli, konuşmalı ve şarkılı bölümleri birbirini izleyen hafif eğlenceli oyun. VodvilEntrika komedisi Yalnızca güldürme amacı güden, karmaşık olaylar ve yanlış anlamalar üzerine kurulan, beklenmedik bir şekilde biten komedi türüdür. Pandomimmim Sessiz hareketler, jestler, yüz ifadeleri ve kostümler yoluyla duyguları, düşünceleri anlatmaya yarayan tiyatro çeşididir. Suflör Tiyatroda, kuliste bulunarak oyunculara sözlerini fısıltıyla söyleyip hatırlatan yardımcı. Temsil Bir tiyatro eserinin oynanması. Diyalog Kişilerin karşılıklı konuşmaları. Monolog Bir kişinin tek başına konuşması. Kulis Sahne arkası. Fars Toplumdaki düzensizlikleri alaylı anlatımla yeren, daha çok halk zevkini okşayan kaba güldürü. Feeri Kişileri melek, cin, peri…olan sahnelenmiş masal. Bu türde halk efsanelerinden yararlanılır. Skeç Kısa yazılmış, güldürme amaçlı oyun. Melodram Bestelenmiş dramdır. Kabare Güncel, toplumsal konuları eleştirel bir tavırla yansıtan, izleyici ile içlidışlı olunan oyunlardır. Drama Bir tiyatro metninin oyuncular tarafından sahnede canlandırılmasıdır. Dublör Tiyatro ve sinemada bir rolün yedek oyuncusudur. Fasıl Bölüm, tiyatroda perdenin karşılığıdır. Jest Sanatçının bütün hareketlerine verilen ad. Mimik Kaş, göz, yüz hareketleriyle bir duygu ve düşüncenin anlatılmasıdır. Mizansen Oyuncuların sahnedeki hareketlerine denir. Rejisör Bir piyesi sahneye koyan kişidir. Sahne Oyunun her bölümüne verilen ad. Senaryo Bir oyunun ve filmin bütün ayrıntılarıyla yazıldığı metindir. Tekerleme Genellikle masalların başında bulunan, pek anlamı olmayan, uyaklı sözlere tekerleme denir. Örnekler » Ooo Mercan Ne getirdi amcan? Tatlı patlıcan Can can can Çıktım erik dalına Baktım tren yoluna… 2. Düşünce Fikir Yazıları Bir toplumu; sosyal, siyasal, bilimsel vb. konularda düşündürmek amacıyla fikri temelleri olan, bir kısmı kişisel düşünceler olurken bir kısmı ispatlanmış gerçeklere dayanarak yazılan yazılara düşünce yazılarıdenir. Düşünce yazılarında açıklayıcı ve tartışmacı anlatım teknikleri çokça kullanılır. Fikri alt yapısı olan türler olması sebebiyle de düşünceyi geliştirme yollarından sayısal verilerden yararlanma, tanık gösterme, örneklendirme ve karşılaştırmalara sık sık başvurulur. Makale Herhangi bir konuda bilgi vermek veya bir gerçeği savunmak için yazılan yazılara makale denir. > Makalenin temel öğesi fikirdir. > İnceleme ve araştırmaya dayanır. > Bir tezi savunmak, desteklemek amacı taşır. > Makalelerde bilimsel verilerden yararlanılır. > Gazete ve dergi yazısıdır. Örnekler » Kitap okumayı sevmiyoruz. Bu kitap okuma oranlarından da belli. Nüfusu yedi milyon olan Azerbaycan’da kitaplar ortalama tirajla basılırken Türkiye’de bu rakam 3000 civarında. Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen yıllık kitaba harcanan para ortalama 100 dolar, bizde ise 10 doların altında. Türkiye’de her yüz kişiden beşi kitap okuyor. Bütün bunlar bizim kitaba ne kadar uzak bir toplum olduğumuzun göstergesi. Deneme Bir yazarın herhangi bir konu üzerinde, özel görüş ve düşüncelerini iddiasız, kesin kurallara varmaksızın anlattığı yazılara deneme denir. > Denemede konu sınırlaması yoktur. Yazar, iste¬diği konuyu ele alıp işleyebilir. > Yazarın anlattıklarını kanıtlama kaygısı yoktur. > Yazar kendisiyle konuşuyor gibi bir anlatım kullanır. Daha doğrusu kendi içiyle yaptığı konuşmaları yazıya geçirir. > Anlatılanlar kesin bir sonuca bağlanmaz. > Denemede alabildiğine kişisellik ve kendine özgülük vardır. > Dünya edebiyatında Montaigne, Türk edebiyatında ise Nurullah Ataç bu türün en önemli temsilcisidir. Örnekler » Gönlümüzün güzelliği sevgi ise beynimizin güzelliği de düşünebilme yeteneğimizdir. O yeteneği her an, her dakika kullanmalıyız. Unutmayalım ki düşünen insan, özgür insandır. Kişi düşünebiliyorsa pek çok sorununu çözecek, pek çok şeyi bilecektir. Onun için bir karar alırken annenizin, babanızın, çevrenizdekilerin görüşlerini alın ama o görüşleri de sorgulayın. Sonra da oturup kararınızı kendiniz alın. Bu durumda eziyetler de güçlükler de size aittir artık. Karar alırken sorumluluk almayı da bilin. İşte bu, büyümek ve olgunlaşmaktır. Aynı zamanda özgür olma yolunda atılan ilk adımdır. Söyleşi Sohbet Yazarın, gündelik olaylarla ilgili düşüncelerini, okuyucu ile karşı karşıya oturup konuşuyormuş gibi içten bir hava içinde yazdığı yazılara sohbet denir. > Karşılıklı konuşma havası içinde yazılır. > Belirli konusu yoktur. Yerine ve zamanına göre sıkıcı olmayan her şey sohbet konusu olabilir. > Gazete ve dergi yazılarıdır. > Yazarın kendi kişisel düşüncesi ağırlıktadır. > En önemli özelliği, samimi bir üslupla kaleme alınmasıdır. > Yazarın öğretme ve kanıtlama amacı yoktur. Fıkra Köşe Yazısı Bir yazarın, herhangi bir konu üzerinde, kişisel anlayış, görüş ve düşüncelerini güzel bir üslupla, hiçbir kanıtlama gereği duymadan anlattığı yazı türüne fıkra denir. İki tür fıkra vardır Gazete fıkraları, nükteli hikâyecik türündeki fıkralar. Yazı türü olarak “gazete fıkraları” kabul edilmektedir. Gülmece yazılardan olan fıkraları, gazete yazı türü olan fıkrayla karıştırmamalıyız. > Gazete yazısıdır. > Yazar düşüncelerini kanıtlama yoluna gitmez. > Dil doğaldır. Günlük deyimlere, yer yer nükteli sözlere yer verilir. > Okuyucuyla sohbet ediyormuş havası hakimdir. Anlatım senli benlidir. Fıkra ile Makale Arasındaki Farklar 1 Makalede ispat vardır, ciddi bilimsel bir dil kullanılır; fıkra ise daha serbest ve mizahi ögeler içerir ve ispat yoktur. 2 Makalede yazar doğruyu, fıkrada ise kendi doğrusunu anlatır. Eleştiri Tenkit Bir sanat eserinin olumlu ya da olumsuz yanlarını somut verilere dayanarak yargılayıp eserin gerçek değerini ortaya koymak amacıyla yazılan yazı türüne eleştiri denir. > Eleştiri yazıları, bir eseri tanıtmayı amaçlar. > Eleştiri yapan kişiye eleştirmen denir. > Değerlendirme yazılarıdır. > Eleştiri denince, akla eserin olumsuz yanlarının belirlenip okuyucuya aktarılması gelir. Bu yanlış bir düşüncedir. Gerçek bir eleştiride eleştirilen eserin hem olumlu hem de olumsuz yanları bir arada verilir. > Eleştirinin amacı, okuyucuya ve yazara kılavuzluk yapmaktır. Nutuk Söylev Bir topluluğu coşturmak, belli bir amaca yöneltmek; onlara bir düşünceyi, bir duyguyu, bir ülküyü aşılamak amacıyla söylenen uzun ve coşkulu konuşmalardır. > Nutuk türünde konuşma yapan kişiye hatip söylevci denir. > Hatipler konuşurken jest ve mimiklerine, vurgu ve tonlamalarına, konuşmalarının açık ve anlaşılır olmasına dikkat etmeli; dinleyicilerin nabzını tutmalıdır. > Nutuk siyasi, askeri, hukuksal, dinsel ve akademik alanda yapılabilir. 3. Bildirme Yazıları Bir bilgiyi iletmek; bir yeri, kişiyi veya ürünü tanıtmak; istek ve şikayette bulunmak amacıyla yazılan metinlere bildirme yazıları denir. Biyografi Yaşam Öyküsü Tanınmış, eserler yazmış, ün bırakmış kişileri tanıtmak amacıyla yazılan yazılara biyografi denir. > Önemli şahısların hayatı başkası tarafından anlatılır. > Anlatılan kişinin hayatı tarih sırasına göre ele alınır. > Kurgusal değildir, gerçekçidir. > Üçüncü kişinin ağzıyla anlatılır. Örnekler » Faruk Nafiz ÇAMLIBEL, 18 Mayıs 1898 tarihinde İstanbul’da doğdu. Kayseri, İstanbul ve Ankara’da öğretmenlik yaptı. İstanbul’dan milletvekili seçildi. “Anayurt” adında bir dergi çıkardı. Türkçenin gelişmesine büyük katkıları oldu. 8 Kasım 1973’te vefat etti. Eserlerinden bazıları şunlardır Çoban Çeşmesi, Han Duvarları… Otobiyografi Öz Yaşam Öyküsü Bir insanın, kendi hayatını kendisinin yazdığı eserlere otobiyografi denir. Biyografilerde kişinin hayatı, çalışmaları başkası tarafından yazılırken otobiyografilerde kişi kendisini anlatır, yazar. > Kaynak olarak kişi kendisini ve aile büyüklerinden aldığı bilgiyi kullanır. > Birinci kişinin ağzıyla anlatılır. Örnekler » KENDİMİN POPÜLER TARİHİ 1960’larda 6’ncı ayın 16’sında saat 6’yı 56 geçe, 06 trafik kodlu şehirde doğdum. Bu altılar hayatım boyunca peşimi bırakmadı. Bir ailenin tek çocuğuyum. Can Bartu’dan ad koymuşlar bana. Dolayısıyla tutacağım takımı seçme şansım kalmadı. 1964 yılında kreşe vermişler beni. Yedi yaşıma geldiğimde okumayı öğrendim… Haber Belli bir zaman içerisinde geçen olayları anında okuyucuya bildiren gazete yazılarına haber denir. Gazetelerde haber toplayan kişilere muhabir denir. > Haber yazılarında temel ilke nesnelliktir. > Bir haber yazısı 5N1K kim, ne, nerede, ne zaman, nasıl, niçin? sorularına cevap vermelidir. > Haber; ilginç, yeni, doğru ve önemli olmalıdır. Röportaj Gazetecilerin bir yeri, bir kurumu ziyaret ederek o yerin özelliklerini, orada gördüklerini, kişisel düşünceleriyle birleştirip fotoğraflarla belgeleyerek kaleme aldıkları yazılardır. Örnekler »Muhabir Küçüklüğünüzde arkadaşlarınızın futbol oynaması yasakken anneniz sizin futbol oynamanızı hep desteklermiş. Biraz anlatır mısınız o günleri? Rıdvan Bizim mahallede “okul başarısını düşürecek” diye kimse çocuğunun futbol oynamasını istemezdi. Ben de o yaşlarda futbola meraklıydım ve annem de her gün giydiğim eşofmanı hazır ederek okuldan sonra top oynamama izin verirdi. Bunu yapan başka aile yoktu. Muhabir Profesyonel futbol hayatına geçişiniz nasıl oldu? Rıdvan 13-14 yaşındayken Nazilli Spor’dan 25 futbol topu karşılığında Muğla Spor’a transfer oldum. Böylelikle profesyonel futbol hayatım başladı. Gezi Yazısı Seyahatname Gezilip görülen yerlerin ve o yerlerle ilgili izlenimlerin anlatıldığı yazılara gezi yazısı denir. > Gezilip görülen yerler edebî bir üslupla anlatılır. > Yazarın duygu ve düşüncelerini içerebilir. > Gözlem gücüne dayanır. > Anlatılanlar gerçektir, hayal ürünü değildir. Örnekler » Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde anlattığı Amasya’yı gezmeye gidiyorduk. Yolculuğumuz on-on iki saat sürdü. Otobüs şoförü bizi şehrin göbeğinde indirdi. Amasya, bütün güzelliğiyle gözümüzün önündeydi artık. Yeşilırmak, şehrin tam ortasından geçiyor. Şehrin bir yanında Amasya Kalesi bir yanında Ferhat Dağı var. Amasya Kalesi’nin eteklerinde Yeşilırmak boyunca uzanan Safranbolu evlerine benzeyen tarihî Yalıboyu evleri var. Hemen arkasında ise Kral Kaya Mezarlıkları… Şehir, sanki açık hava müzesi. Şehri kuş bakışı görmek için Çakallar Tepesi’ne çıktık. Tarih kokan muhteşem bir şehir sanki ayaklarımızın altındaydı. Mektup Bir düşünce, duygu veya dileğin iletilmesi amacıyla yazılan yazılara mektup denir. > Mektuplar, işledikleri konulara göre özel mektuplar, edebi mektuplar, iş mektupları ve resmi mektuplar olmak üzere dört grupta incelenir a. Özel Mektuplar Hısım, akraba, eş-dost ve tanıdıklar arasında yazılan mektuplardır. En önemli özelliği gizliliğidir. Mektupta uyulması gerekenler Tarih Kâğıdın sağ üst köşesine, hitapla aynı sıraya yazılır. Tarihten önce mektubun yazıldığı yer yazılır. Hitap Hitap mektubun başlığıdır. Hitap bir iki sözcükten uzun olmamalı, aradaki sevgi, saygı, içtenlik derecesi bu bir iki sözcükte toplanmış olmalıdır. Hitaptan sonra virgül , işareti koymayı unutmamak gerekir. Giriş Mektubun yazılış nedeni bu bölümde belirtilir. Giriş birkaç cümleliktir. Gelişme Mektubun söyleşi bölümüdür. Verilecek haberler, sorulacak sorular bu bölümde yer alır. Sonuç Bu bölümde mektup yazılan kimsenin ve tanıyorsak o ailedekilerin durumu, sağlığı sorulur. Kendi durumumuzdan haber veriler. İyi dileklerle mektup bitirilir. Mektubun sağ alt köşesine ad, soyad yazılıp imzalanır. Kâğıt özenle katlanıp zarfa konularak zarf kapatılır. b. Edebi Mektuplar Edebi mektuplar, özellik olarak, bir bakıma özel mektuptur. Edebiyatçıların birbirlerine ya da yakınlarına yazdığı mektuplar anlatımları sanat yüklü olduğu için zamanla araştırmacılar tarafından yayınlanır. Böyle mektuplara edebi mektup denir. c. İş Mektupları Ticaret ve endüstri kurumlarının birbirlerine ve kişilere, kişilerin bu kurumlara gönderdikleri mektuplara iş mektubu denir. İşyerleri bu mektuplarda, firma ismini taşıyan başlıklı beyaz kağıtlar kullanırlar. Yazıda daktilo veya bilgisayar kullanmak yerleşmiş bir kuraldır. İş mektuplarında da konu kısa,öz olarak açık ve yalın bir anlatımla ele alınmalıdır. Resmi mektupların özellik ve yazılışlarını kavramış olmak bu tür mektup yazmada da büyük kolaylık sağlar. İş Mektuplarının Yazılışında Uyulacak Kurallar 1 Ciddi bir anlatım kullanılmalı, kısa ve özlü bir anlatım yolu seçilmelidir. 2 Her iş için ayrı bir mektup yazılmalıdır. 3 Daktilo veya mavi mürekkepli dolma kalem kullanılmalıdır. 4 Ele alınan konu hakkında amaca uygun açıklamalar yapılmalı, gerekli yerlerde teknik terimler kullanılmalıdır. 5 İstekler yapmacıklığa kaçmadan ciddi bir hava içinde belirtilmeli, saygı bildiren kelimeler ölçülü şekilde kullanılmalıdır. 6 Eğer yazılan iş mektubu, bir başka mektuba cevap niteliği taşıyorsa,bu, metnin başında “ilgi” bölümünde belirtilmelidir. Bunun için o mektubun tarihi ve numarasının yazılması yeterlidir. d. Resmi Mektuplar Devlet dairelerinin kendi aralarında veya kişilerle devlet daireleri arasında yazılan mektuplardır. Bu tür mektuplarda, konunun uzunluğuna göre tam veya yarım sayfa boyutunda çizgisiz,beyaz kağıtlar kullanılır. Anlatım ciddi ve ağırbaşlı olmalıdır. Konu dışında ayrıntılara ve özel isteklere yer verilmez. Konu en açık ve yalın biçimde ele alınır. Resmi Yazışmalarda Dikkat Edilecek Noktalar 1 Kağıdın üst yanından iki santim aşağıda ve ortada olmak üzere yazının çıktığı dairenin adresi bulunur. 2 Sağ üst köşeye tarih konur. 3 Mektup, cevap mahiyetinde ise “ilgi” hanesine cevabı olduğu mektubun sayı ve tarihi, “konu” hanesine de kısaca amaç yazılır. 4 Yazının ilk paragrafında sorun veya konu ortaya konur. 5 Gelişme paragraflarında,bizim konu hakkındaki görüşümüz belirtilir,bizden istenilen bilgiler verilir. 6 Sonuç bölümünde, alt makama yazılıyorsa “… rica ederim.”, üst makama yazılıyorsa “… arz ederim.” şeklinde bitirilir. 7 Resmi yazıyı tamamlayan evraklar,metnin sol alt kısmına,sıra numarası verilerek belirtilir. 8 Kağıdın sol en alt köşesine yazıyı daktilo edenle,konuyla ilgili bölüm şefinin ad ve soyadlarının ilk harfleri yazılır. Dilekçe Dilekçe Örneği Resmi büyütmek için resmin üzerine tıklayınız. Bir isteği, bir şikayeti duyurmak veya bir konuda bilgi vermek, bilgi istemek için yazılan başvuru yazısına dilekçe denir. Dilekçe Yazarken Dikkat Edilmesi Gereken Kurallar 1 Dilekçeler,konularına göre uzun veya kısa olabilir. Konular kısa ve öz olarak belirtilir. Gereksiz ayrıntılara yer verilmez. 2 Dilekçelerde ciddi, ağırbaşlı bir dil kullanılır. Anlatımın yalın ve duru olmasına özen gösterilir. Süslü, yapmacık, laubali ifadelerden kesinlikle kaçınılmalıdır. 3 Dilekçeler; çizgisiz,beyaz dosya kağıdına daktiloyla bilgisayarla veya dolmakalemle,okunaklı el yazısıyla yazılmalıdır. Dilekçe yazarken kağıdı iyi ortalamak gerekir. 4 Sağ üst köşeye kağıdın üst kısmından belli bir aralık bırakıldıktan sonra tarih yazılır. 5 Dilekçe hangi kuruma veriliyorsa,bu makamın adı başa yazılır. Kurum adının sağ altına kurumun bulunduğu şehir adı yazılır. 6 Daha sonra konunun belirlendiği metin bölümüne geçilir. Bu bir şikayet dilekçesiyse,şikayet sağlam kanıtlara dayandırılmalıdır. Eğer iş isteme dilekçesiyse, öğrenim durumu,yaş, kısa bir özgeçmiş, kurumca aranan seçkin nitelikler açık seçik belirtilmelidir. 7 Ardından arz bölümüne geçilir. Bu bölümde dilekçede bir durum belirtiliyorsa, son cümle “… bilgilerinize saygılarımla sunarım/arz ederim.”, bir istek belirtiliyorsa “Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.” gibi ifadeler kullanılarak dilekçenin metin kısmı tamamlanır. 8 Dilekçe bitiminde sağ alt köşeye dilekçe sahibinin ad ve soyadı yazılır ve altına imza atılır. 9 Sol alt köşeye açık adres yazılmalıdır. 10 Adresin altına eğer varsa dilekçemizde başvurulanla ilgili ekler “Ek 1…,2…” şeklinde alt alta belirtilerek yazılır. Tutanak Bir durum veya olayın oluş şekli ve sırasıyla beraber yazıya aktarılmasına tutanak denir. Tutanaklarda ayrıntılar önemlidir. Çünkü olayı değerlendirecek olanlar, bunlara göre hüküm verecektir. Olayın niteliği, yeri, zamanı, başlaması, başlamasına sebep olanlar, olayın gelişimi ve sonucu anlatılmalıdır. Tutanak Yazarken Dikkat Edilmesi Gereken Kurallar 1 Başlık bölümü kağıdın üst-orta kısmına tamamı büyük harfler ile yazılmalıdır. Başlık bölümü olayın ya da yapılan işlemin içeriğini yansıtacak şekilde seçilmelidir Örnek Kaza tespit tutanağı. İçerik, kelime ya da cümle ile belirtilemeyecek şekilde ise, sadece TUTANAK tabirini kullanmak da yeterlidir. 2 Tarih yazılır gerekirse saat sonra olay yeri yazılır daha sonra kişiler yazılır ve durum izah edilir. 3 Tutanağın verileceği amire itaf edilircesine bilgilerinize arz ederim denilir. 4 Tutanağın alt kısmına varsa 2 şahit bir amir ve tutanak tutulan kişinin adı soyadı yazılır ve imzaları alınır. > Bunu dışında bir de toplantı tutanakları vardır. Çeşitli toplantılarda, toplantıya katılan kişilerin konuşmalarının ve tekliflerinin yazılması, durumun tespit edilmesi ve verilen kararların yazıya geçirilmesine de tutanak denmektedir. Bu tür tutanaklar hazırlanırken; önce toplantının hangi tarihte, ne zaman ve nerede nasıl başlatıldığı belirtilir. Toplantılarda önceden belirlenmiş ve ilgililere duyurulmuş gündem maddeleri sırasıyla tartışılır ve o konuyla ilgili karar verilir. Tutanağını yazan kişi, toplantıda söz alanların düşüncelerini veya beyanlarını açık ve öz olarak aynen yazar. Toplantının bitiminde ilgililer tutanağın altını imzalarlar. İlan Herhangi bir konudaki bir durumun, gazete, dergi, radyo, televizyon veya internet aracılığıyla ilgililere veya kitlelere duyurulmasına ilan denir. Konunun niteliğine göre ilan ya özeldir ya da resmîdir. İlanda çarpıcılık, kısalık, açıklık, ve anlaşılırlık önemlidir. İlanlar iş, toplantı, kayıp, ölüm vb. durumlarda da verilir. Örnekler » tarihinde kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. Ali Yılmaz» ELEKTRİKLİ ev aletleri ve beyaz eşya konusunda ürün tanıtımı yapabilecek bayan eleman aranıyor. 0123 123 45 67 Sağlam Ticaret – Beyoğlu Reklam Bir malı, bir ürünü çeşitli iletişim araçları yoluyla ilgilenecek olanlara veya kitlelere duyurmak ve tanıtmak amacıyla hazırlanan yazılı veya görsel içeriğe reklam denir. Reklamda amaç genellikle bir malın çok satılmasını sağlamaktır. Bunun için de reklam, ilgi çekici ve etkileyici olmalıdır. Günümüzde reklamcılık pek çok bilim dalından faydalanan bir iş kolu olmuştur. Reklam yazarlığı da ayrı bir çalışma alanıdır. Bilmece Bir şeyi adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı okuyana ya da dinleyene bırakan edebî türe bilmece denir. Örnekler » Dışı var, içi yok Dayak yer, suçu yok. top » Açarsam dünya olur Yakarsam kül olur. harita » Küçücük fıçıcık, içi dolu turşucuk limon B. Şiir Nazım Türleri Her şiirin belli bir konusu, üslubu vardır. Kimi aşk, ayrılık konusunu işler, kimi okura bir bilgiyi özlü bir şekilde verir, kimi ise birini eleştirir. İşte şiirlerin bunlara göre sınıflandırılması şiir türlerini ortaya koyar. Bunlar Yunanca’daki adlarıyla adlandırılır Lirik, Epik, Didaktik, Pastoral, Satirik. Tanzimat’tan sonra oluşan bu adlandırmadan önce Türk şiiri, nazım şekillerine göre sınıflandırılırdı Gazel, Kaside, Şarkı, Koşma, Destan, Varsağı, Mani, Ağıt vb. 1. Lirik Şiir Duygusal Şiir İçten gelen heyecanları coşkulu bir dille anlatan duygusal şiirlere lirik şiir denir. Bu şiirlerde “sevgi, özlem, ayrılık” gibi konular işlenir. Örnekler » Nasıl acıkırsa susarsa insan Öyle sevdim bir memleket kızını Bir şey bu aşkın artırdı hızını Aramıza dağlar deryalar koyan Bu dörtlükte olduğu gibi lirik şiirde hayal, duygu ve coşkunluk birinci plandadır. 2. Epik Şiir Destansal Şiir Kahramanlık, yiğitlik, savaş konularını işleyen ya da tarihsel bir olayı coşkulu bir anlatımla işleyen şiirlere epik şiir denir. Örnekler » Bizdik o hücumun aşkıyla kanatlı Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle Canlandı o meşhur ova at kişnemesiyle Bu dörtlükte olduğu gibi epik şiirler, okuyanlarda vatan ve millet sevgisi oluşturur. 3. Didaktik Şiir Öğretici Şiir Belli bir düşünceyi kabul ettirmek veya belli bir konuda öğüt, bilgi vermek, ahlaki bir ders çıkarmak için yazılan öğretici şiirlere didaktik şiir denir. Örnekler » Piknik, gezi yaparken Çöp bırakma geride Çayırlarda yürürken Zarar verme çiçeğe Bu dörtlükte kişilerde çevre bilinci oluşturma amaçlanmıştır. Şair, şiir yolu ile okuyucusunu çevre konusunda bilinçlendirmeyi amaçlamıştır NOT Fabl da didaktik şiir türde amaç, insanların hatalarını düzeltmek, onlara yol göstermektir. Fabllardaki düşsel unsurlar birer araçtır. Asıl hedeflenen ise ahlaki derstir. İnsan dışındaki varlıklara insana ait özellikler verilerek, bu varlıklar öyle hareket ettirilir. 4. Pastoral Şiir Doğa Şiiri Doğa güzelliklerini; orman, yayla, dağ, köy ve çoban yaşamını ve bu hayata duyulan özlemi ifade eden şiir türüne pastoral şiir denir. Örnekler » Gümüş bir dumanla kapandı her yer Yer ve gök bu akşam yayla dumanı Sürüler, çeşmeler, sarı çiçekler Beyaz kar, yeşil çam, yayla dumanı 5. Satirik Şiir Yergi Şiiri Toplum hayatındaki aksayan yönlerin, düzensizliklerin; insanların çeşitli konulardaki beceriksizliklerinin ve zayıflıklarının anlatıldığı yergi şiirlerine satirik şiir denir. Bu şiir türü, Halk edebiyatında “taşlama”; Divan edebiyatında “hicviye”; günümüz edebiyatında ise “yergi” adıyla bilinir. Örnekler » Cüzdanı görseler itin boynunda “Buyur baş sedire it ağa.” derler Eğer paran yoksa senin koynunda “Defol git şuradan kurbağa!” derler Bu dörtlükte insana değil de paraya önem verilmesi eleştirilmekte, toplumsal bir sorun dile getirilmektedir. 6. Mani Başta aşk olmak üzere hemen her konuda yazılabilen bir halk edebiyatı nazım türüdür. > Anonim halk edebiyatının en yaygın şeklidir. Söyleyeni belli değildir. > Genellikle yedi heceli bir dörtlükten oluşur. Ama mısra sayıları 5,6,7,8 hatta 14 olan maniler de vardır. > Uyak düzeni aaxa şeklindedir. > Manilerin ilk iki dizesi uyağı doldurmak ya da temel düşünceye bir giriş yapmak için söylenir. Bunlara doldurma dizeler denir. > Temel duygu ve düşünce son iki dizede ortaya çıkar. Örnekler » Bahçelerde saz olur. Gül açılır yaz olur. Ben yârime gül demem, Gülün ömrü az olur. » Deniz geçer sal değil. Sözlerim masal değil. Gönül çarşıda pazarda, Satılacak mal değil. » Karpuzlar yenmez oldu. Sıcaktan benzim soldu. Bir yar sevdim o dahi, Gitti de gelmez oldu. Yazı Türleri ve Özellikleri, Deneme, Eleştiri, Gezi yazısı, Haber Yazısı, Hatıra, anı, Makale, Mektup, Roman, Sohbet, söyleşi, Tartışma, Biyografi, Fıkra, köşe yazısı, Günlük, Halk Hikayeleri, Hikaye, öykü, Masal, Mesnevi, Röportaj, Sunum, Tiyatro, Destan sevgilerimizle... Aşağıda serim bölümü verilen hikâyeyi düğüm ve çözüm bölümleri yazarak tamamlayınız. Yazınızda günlük hayatınızdan örnekler veriniz. Dönme İmkanın Olsa Ne Yapardın?Hiç uçağa bindiniz mi? Şimdi, gözlerinizi kapatın ve bir uçağa bindiğinizi düşünün… Eve dönüyorsunuz. Havaalanında sevdikleriniz bekliyor. Onlara kavuşmanıza bir saat varken bir anons duydunuz Yoğun kar yağışı ve hava muhalefeti nedeniyle bütün seferler iki günlüğüne iptal edilmiştir. Bu anonstan sonra bir an donakalıyorsunuz. O zaman bütün hazırlıklarınız anlamsız kalıyor. Dönme imkanım olsaydı, uçaktan iner inmez anneme, babama, kardeşlerime, sımsıkı sarılırdım. Memleketimin havasını teneffüs ettiğim için çok mutlu olurum. Evimizde ailemle geçireceğim her günümüz özellikle iyi değerlendirmeye çalışırdım. Anneme sevdiğim yemekleri yaptırırdım. Memleketimin her köşesini karış karış gezer, özlemimi giderirdim. Arkadaşlarımı ziyaret ederdim, onlarla eskisi gibi oyunlar oynardım, eskiden gittiğimiz yerlere giderdik. Yani memlekette eskide yaptığım güzel olan bütün şeyleri yapardım. Günlük hayatımdan örnek vermek gerekirse eskiden arkadaşımla kütüphaneye gider kitap okurduk, oradan çıkınca da cadde üzerinde bir dondurma alıp biraz yürürdük. Uçakla dönme imkanım olsa bunu yine yapmak isterdim. İnsan evinden, ailesinden ayrı kalınca eski günlerine dair her şeyi çok özlüyor. Ayrılığın ağır olduğunu bilirsiniz. Ben de evime kısa bir süreliğine de olsa dönme imkânım olsaydı ailemle güzle vakitler geçirirdim. Tatil boyunca iyi bir şekilde dinlenirdim.

serim düğüm çözüm hikaye örnekleri kısa